DORIAN GRAY'İN PORTRESİ

Oscar Wilde

Arka Kapak:

Wilde'ın zamanında büyük tartışmalar yaratan, pek az övgüye karşılık son derece sert eleştirilere maruz kalan, hatta yargılanırken aleyhinde delil olarak gösterilen tek romanıdır. Yazarın ''sanat, sanat içindir'' manifestosu olarak okunabilecek önsözünde de belirttiği gibi, kötülük ve erdemin sanatsal bir malzeme olarak kullanıldığı edebi eserlerin şahikasıdır. Ebedi gençlik ve güzellik dileği kabul olan ve insanı insan yapan değerlerden giderek uzaklaşıp yozlaşan Dorian Gray, Wilde'ın dünya edebiyatında eşine nadir rastlanan anlatımıyla ölümsüzlüğe kavuşur. Dorian Gray'in Portresi defalarca sinemaya uyarlanmış, pek çok sanat dalına da ilham vermiştir.

Kitap Bilgileri:

Sayfa sayısı: 268

Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

Çeviren: Didar Zeynep Batumlu

Baskı yılı: 2021

Kitabı genel olarak sevdim. Aslında çabuk okunacak bir kitap ama ben okumakta biraz zorlandım ve aylarca elimde süründü. 

Kitaptan Alıntılar:

Yaşamımızı özgür irademizle, karar vererek yönlendiremiyoruz. Yaşam denilen şeyin kendisi sinirlerle, dokularla, hücrelerle ilgili bir şeydir; düşünceler bu hücrelere gizlenir, arzular buralarda konuşlanıp hayaller kurar. 

''Halkımız gelişme gösterdi''

''Çürüme ve yozlaşma beni daha çok çekiyor.''

''Peki ya sanat?''

''Sanat bir illettir.''

''Aşk?''

''Bir yanılsama.''

''Din?''

''İnancın yerine geçen moda akımı.''

Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlar da hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorlar.

Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdılar!

Oysa yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek, tekamül etmektir. Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkına varmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gelgelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor.

Keyifli okumalar....

OKUYORUM, DİNLİYORUM, İZLİYORUM-3

Uzun zamandır kitap okuyamıyorum, yeni yıla girdiğimizden beri sadece bir kitap bitirebilirim. Yüksek lisans yapıyor olmamdan dolayı sürekli okuyorum, inceliyorum ama kitap okumaya zaman ayıramıyorum ya da tezden dolayı bunalıma girdiğim için okumak istemiyorum. Tez yazmak cidden buhranlı bir süreçmiş. 

Sırasıyla okumaya çalıştığım kitaplar şunlar,

yurt dışına gitmeyi düşündüğüm için ingilizce okumaya ağırlık vermek istiyorum ve en kolaydan başladım. The Fireboy isimli incecik bir hikaye kitabım var. Bunu daha önce okumuştum, bilmediğim kelimeleri tekrar etmek için okuyorum. 

Cemal Süreyya Sevda Sözleri isimli şiir kitabını arada açıp bir kaç şiir okuyorum ancak şiir okumayı hala sevemedim. 

Dorian Gray'in Potresi, uzun süredir okumaya çalıştığım bir kitap, aslında kolay okunan güzel bir kitap sevdim ama ben bir türlü okuyupta bitiremedim, elimde sürünüyor.

Böyle Söyledi Zerdüşt, bu kitabı daha farklı hayal etmiştim, zaten çok fazla okuma isteğim yok şu sıralar, arada elime alıp bir iki sayfa okurum, birazcık feyz alırım, bana motivasyon olur diye düşünmüştüm. Ancak pek istediğim gibi olmadı ve bu kitap bana biraz ağır geldi.

Dinlediklerimde ise Evdeki Saat- Uzunlar şarkısına takmış durumdayım. Genelde spor yaparken Mabel Matiz dinlemeyi seviyorum.

İzlediklerim kısmında şu sıralar izlediğim bir dizi yok, çok uzun zamandır dizi izlemiyorum. En son Modern Love dizisini izledim çok güzeldi, tavsiye edilir. Genelde film izlemeye çalışıyorum. Uzun uzun oturup dizi izleyecek vaktim yok ama sınavım ve tezim bittikten sonra acısını çıkarmayı planlıyorum. 

MONTENEGRO PERAST

Daha önceki yazımda balkanlar turuna çıktığımı söylemiştim. Karadağ'da Kotor'dan sonra Perast'a geldik. Aslında daha öncesinde Kotor'dayken Ship Bot ile tura katıldık ve Perast'taki Lady of Rock'ı ziyaret etme fırsatı bulduk. Eğer Kotor'a geldiyseniz Old Town girişindeki Tourist İnformation'dan turlar hakkında bilgi alabilirsiniz. Kotor körfezinden başlayan farklı turlarda var. Biz Blue Cave olan tura katılmıştık. 30 euro fiyatı vardı ve Mamula Island'a da gittik. Katıldığımız turda yüzme molası da vardı. 

Tur ile geldiğimiz Perast'taki Lady of Rock adasında kısa bir süre dolaşmamıza izin verildi. Ada üzerindeki kiliseyi ziyaret ettik içeriye giriş ücretliydi ve müzesi de vardı. Eğer Perast'a geldiyseniz direkt olarak Perast'tan da Lady of Rock adasına tekneler gidiyor, o şekilde de ziyaret edebilirsiniz. 

Kotor'da Perast'a ulaşım çok kolay 2 euroya otobüsler gidiyor. Kotor Marina karşısından Kotor Blue Line isimli otobüslere binerek ulaşım sağlayabilirsiniz. 

Perast çok küçük bir şehir ama güzel. Perast konaklama yönünden biraz daha pahalı ve daha az seçenek var. Bana göre Perast'ta kalmak yerine günübirlik gelmek daha mantıklı. Zaten çok küçük bir yer, bir günde gezilir. 

Gezilecek yerlerin başında Sveti Nikola Kilisesi yer alıyor. Kiliseye ait birde çan kulesi var. Çan kulesine çıkabiliyorsunuz ve muhteşem bir manzarası var.

Perast müzesini de ziyaret edebilirsiniz. İçerisinde Osmanlıdan kalma bazı eşyalarda sergileniyor.

 

MONTENEGRO KOTOR

Balkanlar turunda Üsküp'ten sonra Kotor'a geldik. Kotor'da ilk günümüz biraz sıkıntılı geçti, normalde bir gün sonra Kotor'a gelecektik ve ev kiralamıştık ancak otobüs bulamadığımız için erken gelmek zorunda kaldık ve kalacak yerimiz yoktu. Sabahın köründe otobüsten indik ve kendimize kalacak yer ayarlamaya çalıştık. Old Town içinde Airbnb üzerinden bir yer bulduk. Diğer kaldığımız yer deniz kıyısında manzaralı bir evdi, orayı da Airbnb'den kiraladık. 

Kotor'da denize girilecek yerler var ancak bu sefer gelişimizde o masmavi denizi göremedim. Deniz kıyısında bir inşaat çalışması vardı ve bu da denizin kirlenmesine neden olmuş. Denizi çok fazla yosunluydu sevemedim. Deniz için Budva'ya gitmenizi tavsiye edebilirim.

                                              

Kotor'da Old Town içinde gezebilirsiniz. Özellikle akşamları daha güzel oluyor, hava serinlemiş oluyor ve akşam yemeğini Old Town içindeki restoranlardan birinde yiyebilirsiniz. Kotor'da en meşhur yiyeceklerin başında pizza geliyor. Özellikle Pronto Pizza tavsiye edilir. Pizza dilimi 3 euro gibi bir fiyatı vardı. 

Daha önceki gelişimde kaleye çıkmayı çok istesem de bir türlü çıkamamıştım. Bu sefer kaleye çıktım ama çok zorlu oldu. Sanırım 3500 basamak vardı. Kale girişi ücretli, 8 euro ücreti vardı. Eğer kaleye çıkacaksanız sabah erken saatlerde çıkmalısınız. 8 gibi kaleye girişler başlıyor. Kalenin manzarası muhteşem, zaten yukarı çıktıkça manzara daha da güzelleşiyor. Yanınıza su almayı da unutmayın. Kalenin içinde yukarı çıkarken eski bir kilise var en tepesinde de birkaç kalıntı var. Başka bir şey yoktu ama manzara için değer.

Kotor'un kedileri çok meşhur, kediler için özel bir müze bile var. Kedilere karşı bir merakınız varsa Cats Museum'u ziyaret edebilir, Cats of Kotor'dan alışveriş yapabilirsiniz.