Etiketler

kitap yorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap yorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ağustos 2024 Cumartesi

MEDİNE MÜDAFAASI - Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa

İsmail Bilgin

Arka Kapak:

''Evlatlarım!

Biz bir söz verdik, 'Kutsal şehri isyancılara vermeyeceğiz!' diyerek. Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ta ki son mermi, son er ve son damla kana dek... Bu azim, bu kararlılık bize dayanma gücü verecek. Bunu hiç unutmayın! Ümitsiz olmayın!

Bakın, bayrağımıza iyi bakın. Herhangi bir bayrak değildir o. Şu an devletimizin düşen birçok kalesi, ele geçirilen birçok şehri var. Ama burası son kale. Devletimizin son direnme taşı. Belki bizim bu gayretimiz diğerlerine de örnek olursa, her yerde ittifak etmiş düşmana, yedi düvele karşı koyarız!''

                                                          Fahreddin Paşa

İsmail Bilgin'in kaleme aldığı Medine Müdaafası - Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa, binbir zorluk içinde görevini hakkıyla yapmaya çalışan fedakar bir komutan ve kahraman askerlerinin öyküsü...

Kitap Bilgileri:

Sayfa sayısı: 256
Yayın evi: Timaş Yayınları
Baskı yılı: 2023

Aslında kitap hakkında söylenecek çok şey var ancak kelimeler insanın boğazına dizilir ya öyle bir durum işte. Ne söylesem olmaz. Meşhur Arabistanlı Lawrence ve onun işbirlikçileri Şerif Hüseyin'in oğulları Faysal ve Ali'nin ihaneti, Türk askerinin mücadelesi ve yaşananlar anlatılmış. Tarihimizi öğrenmek, biraz bilgi sahibi olmak için okunabilecek güzel bir kitap. Bende tarih hocamızın tavsiyesi üzerine okudum. Kim dost kim düşman bunun ayırdına varmak lazım ve bunun içinde tarih bilmek gerekir. Tarih bilmeden bir ülkenin siyaseti hakkında da yorum yapmak doğru olmaz. Bunlar benim düşüncelerim ve araştırıp öğrenmeye devam edeceğim. 



Keyifli Okumalar...

28 Nisan 2024 Pazar

REZONANS KANUNU

Pierre Franckh

Arka Kapak:

Size hep ulaşılmaz görünen mutlu anları özlüyorsunuz. Evrendeki sonsuz zenginliğin bir parçası olmak ve onunla uyum içinde kalmak istiyorsunuz. Artık hayatın gerçek, bilgece sırlarından birini keşfetme zamanı geldi: Hissettiğiniz ya da düşündüğünüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve hem sizi hem de çevrenizdekileri kalıcı olarak değiştirir.

Kuantum düşünce tekniğinin temelinde yer alan Rezonans Kanunu'na göre sizi isteklerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan sınırlar yalnızca kalbinizdedir. Pierre Franckh bu kitapta arzularınızı bloke edebilme potansiyeline sahip iç ve dış etkileri nasıl ortadan kaldıracağınızı, hedeflerinize dair pozitif bir imgelemeyi nasıl yapacağınızı, nasıl güçlü rezonans alanı kuracağınızı, düşünce gücünüz ve hislerinizle hayatınızda olmasını istediğiniz değişiklikleri nasıl elde  edeceğinizi anlatıyor.

Ben kitabı sesli kitap olarak okudum. İlk kez sesli kitap okudum ve fena değildi. Normalde kitabı elime alıp okumayı, sayfalarını çevirmeyi daha çok severim. Bir programı izlerken bu kitaba denk geldim ve merak ettim. Kısacası kitapta her varlığın bir titreşimi olduğundan bahsediyor. Eğer istediğiniz, hayalini kurduğunuz şeyler için doğru frekansı yakalarsanız gerçekleşebileceğini anlatıyor. Daha önce denenmiş ve gerçekleşmiş olayları anlatıyor. Mesela bir hayaliniz var, olmasını istediğiniz bir dileğiniz var, her gün sabah bu isteğinizle ilgili hayaller kuruyorsunuz ve onu kendinize çağırıyorsunuz. Aynı titreşime geldiğinizde ise hayaliniz gerçek oluyor. Bana biraz mantıklı geldi, şöyle düşündüm sonuçta bu dünyada herkes birbirinin hayatına bir şekilde dolaylı ya da dolaysız etki ediyor. Kelebek etkisi gibi yani, sen isteklerini hayal ederek onu kendine çağırıyorsun, bu da mümkün olabilir neden olmasın.


Keyifli okumalar..

17 Mart 2024 Pazar

İNSAN GELECEĞİNİ NASIL KURAR?

İlber Ortaylı


 Arka Kapak:

''Bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. Bir defa geçtiğiniz yoldan da bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır. Hedef bulmak, yol açmak ve aynı yoldan geri dönmemek... Hayattaki gayemiz budur.''  

İlber Ortaylı

Kendi kendinin mimarı olma ve hayata atılma.. Yetenek, keşif, merak, potansiyel, heves, ayakta kalma güdüsü...Öğrenmenin, çalışmanın, düşünmenin yolları ve yöntemleri... Çalışacağız, okuyacağız, göreceğiz, planlayacağız, kendimize bir hayat kuracağız, tamam ama bunu hangi ölçüye göre yapacağız?

İlber Ortaylı bu kitapta kişinin hayattaki gayesini nasıl belirleyeceğini, hedefini nasıl koyacağını, geleceğini nasıl planlayacağını, potansiyelini nasıl değerlendireceğini yüzyılların içinde dolaşarak, tarihin büyük düşünürlerinin binlerce yıla meydan okuyan görüşlerini de yanımıza katarak izah ediyor. Kendimize her gün sorduğumuz ve cevap bulmakta zorlandığımız soruları kendi deneyimleri ve engin bilgisi ışığında yanıtlıyor. 

İnsan kendini nasıl inşa eder?

Potansiyelimizi değerlendirmek için hangi yeteneklere sahip olmalıyız?

İnsan hedefini nasıl koyar, geleceğe dönük planlarını nasıl yapar?

Yeteneğimizi, merakımızı nasıl keşfederiz ve nasıl geliştiririz?

Kendi talihimizin mimarı olabilir miyiz?

Etrafa bakma sanatı nedir, nasıl öğrenilir?

Mutluluk neden hem hakkımız hem de görevimizdir?

En zor zamanlarda direnme gücünü nerede bulacağız ve ilhamı nelerde arayacağız?

Kitap Bilgileri:

Sayfa Sayısı: 288

Baskı yılı: 2023

Yayın evi: Kronik kitap

Kitapta genel olarak tarihi bilgilere de yer vererek günümüz dünyasından ve yaşamla ilgili konulardan güzel bir şekilde bahsediliyor. İçerisinde okunması gereken birkaç kitaptan da bahsedilmiş. Kitaptan bazı alıntılar;

Seneca yaşamın kısa olduğunu söylemez, olayların rüzgarına veya kötü alışkanlıklara kapılanların, yaşamaktan korkanların ve geçmişe takılanların onu kısalttığını söyler. İyi değerlendirirseniz yaşam da uzundur.

Aşk şüphesiz mutluluk getirir. Ama unutulmamalıdır ki sıkıntı da getirir. Aşk dediğin bir tutkudur, zamanın sildiği bir tutku. İlk günkü gibi kalanı, devam edeni çok azdır. Devam eden aşk bir piyango gibidir, nadir insanlara isabet eder.

Karşıt görüşleri öğreneceksiniz. İnsanlar sevmedikleri insanlardan, benimsemedikleri ideolojilerden de öğrenebilir ve değerli olan da budur. Saygı duyacaksınız, sevmek de şart değil. Herkese tahammül etmek zorundasınız. 

Ölçülü bir hayat yaşayın . Tüketmeyen, kirletmeyen bir hayat... Her esen rüzgarda savrulmayacağınız, düzenli bir hayat.. Neyi öğreneceğinize, neyi yapacağınıza kendinizin karar verebileceği bir hayat...



Keyifli okumalar...

29 Eylül 2023 Cuma

DORIAN GRAY'İN PORTRESİ

Oscar Wilde

Arka Kapak:

Wilde'ın zamanında büyük tartışmalar yaratan, pek az övgüye karşılık son derece sert eleştirilere maruz kalan, hatta yargılanırken aleyhinde delil olarak gösterilen tek romanıdır. Yazarın ''sanat, sanat içindir'' manifestosu olarak okunabilecek önsözünde de belirttiği gibi, kötülük ve erdemin sanatsal bir malzeme olarak kullanıldığı edebi eserlerin şahikasıdır. Ebedi gençlik ve güzellik dileği kabul olan ve insanı insan yapan değerlerden giderek uzaklaşıp yozlaşan Dorian Gray, Wilde'ın dünya edebiyatında eşine nadir rastlanan anlatımıyla ölümsüzlüğe kavuşur. Dorian Gray'in Portresi defalarca sinemaya uyarlanmış, pek çok sanat dalına da ilham vermiştir.

Kitap Bilgileri:

Sayfa sayısı: 268
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviren: Didar Zeynep Batumlu
Baskı yılı: 2021

Kitabı genel olarak sevdim. Aslında çabuk okunacak bir kitap ama ben okumakta biraz zorlandım ve aylarca elimde süründü. 

Kitaptan Alıntılar:

Yaşamımızı özgür irademizle, karar vererek yönlendiremiyoruz. Yaşam denilen şeyin kendisi sinirlerle, dokularla, hücrelerle ilgili bir şeydir; düşünceler bu hücrelere gizlenir, arzular buralarda konuşlanıp hayaller kurar. 

''Halkımız gelişme gösterdi''
''Çürüme ve yozlaşma beni daha çok çekiyor.''
''Peki ya sanat?''
''Sanat bir illettir.''
''Aşk?''
''Bir yanılsama.''
''Din?''
''İnancın yerine geçen moda akımı.''

Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlar da hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorlar.

Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdılar!

Oysa yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek, tekamül etmektir. Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkına varmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gelgelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor.








Keyifli okumalar....







19 Ağustos 2023 Cumartesi

OKUYORUM, DİNLİYORUM, İZLİYORUM-3




Uzun zamandır kitap okuyamıyorum, yeni yıla girdiğimizden beri sadece bir kitap bitirebilirim. Yüksek lisans yapıyor olmamdan dolayı sürekli okuyorum, inceliyorum ama kitap okumaya zaman ayıramıyorum ya da tezden dolayı bunalıma girdiğim için okumak istemiyorum. Tez yazmak cidden buhranlı bir süreçmiş. 

Sırasıyla okumaya çalıştığım kitaplar şunlar,

yurt dışına gitmeyi düşündüğüm için ingilizce okumaya ağırlık vermek istiyorum ve en kolaydan başladım. The Fireboy isimli incecik bir hikaye kitabım var. Bunu daha önce okumuştum, bilmediğim kelimeleri tekrar etmek için okuyorum. 

Cemal Süreyya Sevda Sözleri isimli şiir kitabını arada açıp bir kaç şiir okuyorum ancak şiir okumayı hala sevemedim. 

Dorian Gray'in Potresi, uzun süredir okumaya çalıştığım bir kitap, aslında kolay okunan güzel bir kitap sevdim ama ben bir türlü okuyupta bitiremedim, elimde sürünüyor.

Böyle Söyledi Zerdüşt, bu kitabı daha farklı hayal etmiştim, zaten çok fazla okuma isteğim yok şu sıralar, arada elime alıp bir iki sayfa okurum, birazcık feyz alırım, bana motivasyon olur diye düşünmüştüm. Ancak pek istediğim gibi olmadı ve bu kitap bana biraz ağır geldi.

Dinlediklerimde ise Evdeki Saat- Uzunlar şarkısına takmış durumdayım. Genelde spor yaparken Mabel Matiz dinlemeyi seviyorum.

İzlediklerim kısmında şu sıralar izlediğim bir dizi yok, çok uzun zamandır dizi izlemiyorum. En son Modern Love dizisini izledim çok güzeldi, tavsiye edilir. Genelde film izlemeye çalışıyorum. Uzun uzun oturup dizi izleyecek vaktim yok ama sınavım ve tezim bittikten sonra acısını çıkarmayı planlıyorum. 


21 Mayıs 2023 Pazar

TÜRK MİTOLOJİSİNİN KISA TARİHİ

Yaşar Çoruhlu

 Arka Kapak:

Yaşar Çoruhlu, türk sanatı, türk mitolojisi ve türk sanatında ikonografi ve sembolizm konularında ömür boyu süren çalışmalarıyla, Türkiye'deki alan araştırmalarının akademik çevrelerde benimsenmesini, gelişmesini ve yayılmasını sağlamıştır.

Yazara göre, türk mitolojisinin pek çok öğesi çok eski tarihlerden günümüze ulaşmıştır. Resimden heykele, sinemadan müzik ve edebiyata kadar pek çok alanda etkili olmaya devam etmektedir. Türklerin mitolojisi hakkında en önemli bilgileri, son iki yüzyılda sözlü gelenekten varyasyonlar halinde yazıya aktarılan destan metinleri vermektedir. Kökeni alplik döneminin mitlerine kadar uzanan bu destanlardan türklerdeki tanrı ve ruh kavramına, dini ritüellere, hayvan sembolizmine, gök cisimlerine, ölüm ve doğum mitlerine dair pek çok ipucu elde etmekteyiz.

Kitap Bilgileri: 

Sayfa sayısı: 352
Yayın evi: Alfa araştırma
Baskı yılı: 2021

Kitap Türk mitolojisi hakkında başlangıç düzeyinde genel bir bilgi veriyor. Dili çok sade, zorlanmadan keyifle okudum. Türk tarihi ve mitolojisi ile ilgili merakınız varsa bilgi edinmek istiyorsanız bu kitap ile mitoloji okumaya başlangıç yapabilirsiniz. 

Kitaptan alıntılar:

Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
O benimdir o benim milletimindir ancak 

Bu dizelerde güneş kültleriyle beraber eski Türk ateş- ocak kültlerinin yansıdığını da açıkça görüyoruz. Ocak, ailenin simgesidir; aile ulusun en temel taşı ve geleceğidir. Ülkenin bağımsızlığı ve varlığını sürdürmesi ailenin varlığı ve korunmasına bağlıdır. Aile ocağında yanan ateş sönmedikçe Türk ulusunun varlığı da devam edecektir. O ocak yanmayı sürdürdükçe bağımsızlığımızın ve onurumuzun simgesi olan ay yıldız Türk bayrağı da var olmaya devam edecektir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

İstiklal marşında geçen en son ocak olarak belirtilen kısmın aslında Türk mitolojisinde çok eskiye dayandığı kitapta bir bölümde anlatılıyordu, bu kısım çok ilgimi çekti. 



Keyifli okumalar...


1 Kasım 2022 Salı

BİR DİNOZORUN GEZİLERİ

Mina Urgan

Arka Kapak:

Mina Urgan Bir Dinozorun Anıları'nı yazarken kitabının bu kadar okunacağını hiç beklemiyor, 'Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki...' diyordu.

Ama öyle olmadı. Yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen İngiliz Edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi.

Çünkü o, Türkiye aydınının sıcak ve zeki dilidir. Samimi bir düşünce sahibinin, aykırı da olsa, tüm kesimler tarafından kucaklanacağının kanıtıdır.

Türkiye yazarın diğer kitabı Bir Dinozorun Gezileri ile yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yapacak, 'Dinozorca' yani az parayla, tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okuyacak, okurken düşünecek, yeryüzünü ve kendini tanıyıp öğrenecek, sevecek.

Kitap Bilgileri:

Yayın evi: Yapıkredi yayınları
Sayfa sayısı: 280
Baskı yılı:2022

Kitabı genel olarak severek okudum, daha önce Bir Dinozorun Anıları'nı da okumuştum ve bu kitabını da çok merak ediyordum. Kitapta Mina Urgan gittiği yerler hakkında hem bilgi veriyor hem de başından geçen olayları anlatıyor. Kitabın son kısmında ise albüm bölümü var. Bazı yönlerden kıskandığım bir kişi diyebilirim Mina Urgan için. Bence güzel bir hayat sürmüş, bende onun gibi yaşamak isterdim, onun gibi akademisyen olmak, farklı kültürler tanımak, gezmek dolaşmak..
 


Keyifli okumalar...

12 Eylül 2022 Pazartesi

VATAN 'YAHUT' SİLİSTRE

Namık Kemal 


Arka Kapak:

Namık Kemal (1840-1888) Tanzimat döneminin önemli şair, yazar ve gazetecisidir. ''Vatan Şairi'' Namık Kemal'in şairliği yanında romancılığı, Tiyatro yazarlığı ve siyasal alanındaki düşünce ve eleştirileri de anılmağa değer niteliktedir. 

Tanzimat döneminin etkin yazarlarının başında gelen Namık Kemal'in en önemli eserlerinden biri de hiç kuşkusuz ''Vatan Yahut Silistre''dir. Konusunu yakın tarihimizden alan bu oyun döneminin simgesi olmuş bir tiyatrodur. Namık Kemal, bu oyunu için şöyle der: ''Silistre'nin konusu benim hayalimden çıkmış değildir. Benim yaptığım şey, Rumeli'de ikinci Mahmut zamanındaki Şumnu kuşatmasında geçen ve anlatılan bir olayı, biraz daha genişletmek için gördüğüm zorunluluk üzerine, Kırım Savaşı sırasında olanları Silistre Savaşı'na aktarmaktan başka birşey değildir. Eserin yazılmasından amaç ise milletteki vatanseverlik duygularını dile getirmektir.'' 


Kitap Bilgileri:

Baskı yılı:1982

Sayfa sayısı: 88

Yayın evi: Remzi kitapevi

Bu kitap 1982 1.baskı olduğu için ilgimi çekmişti ve Kadıköy bit pazarından almıştım. Zaten okumak istediğim bir kitaptı. Tatilde yanımda götürdüm ve çok severek okudum. Kitabın başlarında eserin öneminden bahseden kısa bir yazı var, daha sonrasında ise tiyatro metninin olduğu kısım başlıyor. Türk edebiyatında ilk romantik türde tiyatro örneği sayılıyor. 


Keyifli okumalar...

18 Ağustos 2022 Perşembe

HAYVANLARDAN TANRILARA SAPIENS insan türünün kısa bir tarihi

Yuval Noah Harari 

Arka Kapak:  

Homo Sapiens neden ekolojik bir seri katile dönüştü?

Para neden herkesin güvendiği tek şey?

Kadınlar üstün sosyal becerilere sahipken, neden çoğu toplum erkek egemen?

Güç elde etmekte böylesine yetenekli olan insanlar neden bu gücü mutluluğa dönüştürmekte başarısızlar?

Geleceğin dini bilim mi?

İnsanların miadı çoktan doldu mu?

100 bin yıl önce Yeryüzü'nde en az altı farklı insan türü vardı.
Günümüzdeyse sadece Homo Sapiens var. Diğerlerinin başına ne geldi ve bize ne olacak?

Çoğu çalışma insanlığın serüvenini ya tarihi ya da biyolojik bir yaklaşımla ele alır, ancak Harari 70 bin yıl önce gerçekleşen Bilişsel Devrim'le başlattığı bu kitabında gelenekleri yerle bir ediyor. İnsanların küresel ekosistemde oynadıkları rolden imparatorlukların yükselişine ve modern dünyaya kadar pek çok konuyu irdeleyen Sapiens tarihle bilimi bir araya getirerek kabul görmüş anlatıları yeniden ele alıyor.

Harari ayrıca geleceğe bakmaya da zorluyor okuru. Yakın zamanda insanlar, dört milyar yıldır yaşama hükmeden doğal seçilim yasalarını esnetmeye başladılar. Artık sadece dünyayı değil, kendimizi ve diğer canlıları tasarlama becerisi de kazandık. Peki bu bizi nereye götürüyor, bizi neye dönüştürebilir?

30'dan fazla dile çevrilmiş bu kışkırtıcı çalışma özellikle Jared Diamond, James Gleick, Matt Ridley ve Robert Wright'ın eserlerine aşina okurlar için muhteşem bir kaynak.

Kitap Bilgileri:

Yazar: Yuval Noah Harari
Sayfa sayısı: 413
Baskı yılı: 2019
Yayın evi: Kolektif Kitap

Bu kitabı yaklaşık iki yıldır okumaktayım, öyle ele alınıp tek seferde okunacak bir kitap değil. İçerisi bilgi yüklü, insan zihnini açan ve detaylı bir şekilde düşünerek okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ben ara ara elime alıp bir iki sayfa okuduğum için okumak biraz vaktimi aldı. Bilim, tarih, kültür ve aklınıza ne geliyorsa her konu hakkında bilgi veriyor. Eğer evrime karşıda biraz merak duygunuz varsa ilginizi çekebilecek bir kitap. 

Nietzsche'nin de söylediği gibi yaşamak için bir sebebiniz varsa her şeyle baş edebilirsiniz. Anlamlı bir hayat, zorluklar içinde geçse de son derece tatmin edici olabilir, buna karşılık anlamsız bir hayat da ne kadar konforlu olursa olsun korkunç olabilir.

Daha mutlu muyuz peki? İnsanlığın geçtiğimiz beş yüz yılda biriktirdiği zenginlik memnuniyet anlamına mı geldi? Tükenmez enerji kaynaklarının keşfi tükenmez bir mutluluğun yolunu önümüze serdi mi? Daha da geriye gidersek, Bilişsel Devrim'den bu yana geçen inişli çıkışlı 70 bin yıl dünyayı daha yaşanılacak bir yere dönüştürdü mü? Ayak izi rüzgarın olmadığı ayda bozulmamış halde duran Neil Armstrong, 30 bin yıl önce Chauvet Mağarası'nın duvarına el izini bırakan isimsiz avcı toplayıcıdaan daha mutlu muydu? Eğer daha mutlu değilse tarımı, şehirleri yazıyı, parayı, imparatorlukları, bilimi ve sanayiyi geliştirmenin anlamı neydi?  



Keyifli okumalar...

 

 

25 Haziran 2022 Cumartesi

GENE YALNIZLIK

Gene Yalnızlık / Nurullah Ataç

Arka Kapak:

Canım Efendim,
Bilseniz ne kadar severim ''canım'' demeyi. Ca'yı şöyle uzatarak... Kısaca söylemenin de bir zevki, bir tatlılığı vardır, bilirim, ama ''caaanım'' demek daha hoşuma gider benim. Nasıl anlatayım? daha bir aşıkça oluyor, hani ''aşık'' denince bir de şair anlaşılıyor, işte o manada, daha doğrusu iki manasıyla birden. Benim durup dururken: ''Canım...'' dediğim de olur. Biri duyup da: ''Kime söylüyorsun? Kiminle konuşuyorsun?'' diye sorsa, şaşırır kalırım, bilemem ne diyeceğimi. Gizlemek istediğimden değil, gerçekten bilmem de onun için.
 
Kitap Bilgileri:

Sayfa sayısı: 111
Yayın evi: Yapı kredi yayınları
Baskı yılı: 2020

Seçme denemelerden oluşan bir kitap. Farklı farklı konular üzerine yazar kendi düşüncelerini dile getirmiş.

Kitaptan alıntılar:

Tazelenmeyen bilgi söner gider.

Dünyayı karanlıktan, sakat düşünceden, yavuzluktan kurtaran okul değildir, büyük düşünürlerin, bilginlerin, şairlerin yazdıkları kitaplardır. O düşünürlerin, bilginlerin, şairlerin kitaplarını ortaya koymazsanız, okul hiçbir işe yaramaz.

Birtakım kişiler için eğlencedir okumak, eğlencelerin en eğlencelisi. Doldururlar evlerine kitapları, bir yerde bir kitap gördüler mi, nedir diye bakmadan geçemezler, benim sokakta her gördüğüm kediyi okşamak istemem gibi.



Keyifli okumalar...

21 Mayıs 2022 Cumartesi

UZUN HİKAYE

Uzun Hikaye / Mustafa Kutlu

Kitap Bilgileri:

Yazar: Mustafa Kutlu
Sayfa Sayısı: 114
Yayınevi: Dergah yayınları
Baskı Yılı: 2020

Kitap gençlik ve spor bakanlığı tarafından gençlere hediye olarak verilen bir kitap, benim elime de bu şekilde geçti.
Adı gibi uzunca bir hayat hikayesinden bahsediyor. Okuması keyifliydi. Kitapta bazı siyasi içerikli konulara değinilmesi, particiliğin anlamından bahsedilmesi, insan kayırma gibi durumlara değinilmesi beni biraz rahatsız etti çünkü gençlere yönelik bir hikaye okuyoruz, siyasetle ilgili kavramların ve particilik olaylarının geçmesinin gençlere yönelik olduğunu düşünmüyorum. 

kitaptan bir şiiri de paylaşmak istiyorum:

Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil dert belli değil

Adalet kalmadı hep zulüm doldu
Geçti bu baharın gülleri soldu
Dünyanın gidişi acaip oldu
Koyun belli değil kurt belli değil

Çerh bozulmuş dünya ıslah olmuyor
Fukara ehlinin yüzü gülmüyor
Ruhsati de ne dediğin bilmiyor
Yazı belli değil hat belli değil




Keyifli okumalar...

14 Mayıs 2022 Cumartesi

YER ALTINDAN NOTLAR

Yer Altından Notlar / Dostoyevski
 
Arka Kapak:

1864'te Vremya dergisinde yayımladığı Yeraltından Notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.

Kitap Bilgileri:

Çeviri: Nihal Yalaza Taluy
Sayfa Sayısı: 140
Baskı Yılı: 2021
Yayın evi: İş Bankası Kültür Yayınlrı

Kitabı okuması keyifliydi. Birkaç satırın altını çizdim.

Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umurumda olmayacağını, ama çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım. Bunu biliyor muydun?

Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.

Hayallerimin neler olduğunu, bunların beni nasıl avuttuğunu şimdi söylemek güç; fakat o zaman bana yetiyorlardı. Hoş, yalnız o zaman değil, şimdi bile bazen bunlarla oyalanıyorum.




Keyifli okumalar....

6 Mayıs 2022 Cuma

ŞAİR EVLENMESİ

Şair Evlenmesi /Şinasi 

Arka Kapak:

Şair Evlenmesi oyunu, alafranga davranışları ve kıyafetiyle mahallelinin pek de hoşuna gitmeyen Müşfik Bey adında yoksul fakat ileri görüşlü bir şairin sevip istediği genç ve güzel Kumru Hanım yerine onun huysuz ve yaşlı ablası Sakine Hanım'la evlenmeye mecbur edilmesini konu edinir. Bu küçük entrika etrafında çöpcüsünden bekçisine, imamından yenge hanımına bütün mahalle halkı bir araya gelir.

Şinasi, çağdaş bir edebiyatta tiyatro türünün gerekliliğini anlamış, Şair Evlenmesi'ni yazarak Türk tiyatrosunun da ilk yapıtını ortaya koymuştur. 

Kitap Bilgileri:

Sayfa sayısı: 54
Baskı Yılı: 2020
Yayın evi: İş bankası 

Türk edebiyatının ilk tiyatro örneği Şair Evlenmesi olarak geçiyor.  İsmini çokça duymuştum sonunda okudum. Kitabın sonunda tiyatro dışında Şinasi'nin vefatıyla ilgili kısacık birde anı anlatılmış. Okuması keyifli kısacık bir tiyatro metniydi. 



Keyifli okumalar...


1 Nisan 2022 Cuma

SIRÇA KÖŞK

Sırça Köşk / Sabahattin Ali 



Arka Kapak:

 Sabahattin Ali'nin 1944-1947 yılları arasında yazdığı hikayelerden derlediği Sırça Köşk, hayatını altüst eden, kendisini ölüme kadar götüren o keskin devrede yaşadığı ve hayatını şiddetle etkilemiş olayları da yansıtmaktadır. Ayrıca Sinop Cezaevi'nde karşısına çıkan mahkûmun başından geçenler gibi Rıfat Ilgaz'ın emniyetteki bir sorgusu da bu hikayelere girmiştir. Sırça Köşk'te biyografik ve otobiyografik parçalarla yazarın kendine döndüğünü söylemek yanlış olmaz. 

Kitap Bilgileri:

Sayfa Sayısı: 165

Baskı Yılı: 2020

Yayın evi: İş bankası 

Kitap farklı farklı hikaye ve masallardan oluşuyor.  En son bölümdeki Sırça Köşk isimli masalda kitabın adını oluşturuyor. Bu kitabı okurken çok keyif aldım. Sabahattin Ali masal anlatırken içerisinde çok güzel konulara değinmiş. Bir bölümde Sabahattin Ali'nin hep iç karartıcı konulardan bahsettiğinden ve bu durumdan bazılarının rahatsız olduğundan söz ediyor. O da şöyle bir cevap vermiş. "Ah, ben hayvanları çok severim. Bütün canlı mahlukları, hayatı, güzelliği, saadeti severim. Bahtiyar bir köpek bile benim içimi sevinçle dolduruyor. Ben karanlık şeylerden bahsetmek için dünyaya gelmemişim. İçim tatlı, sıcak, neşeli şeyler anlatmak isteğiyle yanıyor. Hele cümle alem bu köpeğin onda biri kadar rahata kavuşsun, bakın ben bir daha acı şeylerden söz açar mıyım!"



Keyifli okumalar...


25 Mart 2022 Cuma

AYLAK ADAM

Aylak Adam / Yusuf Atılgan

Arka Kapak:

Düşünüyordu: ''Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor.''

Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı, yayımlandığı günden bu yana edebiyatımızın en sevilen, üzerinde en çok tartışılan romanlarından biri oldu. Roman, 60'lı yılların başında bizimle birlikte tüm dünyada da konuşulmaya başlanan kentli aylak aydın bireyi konu alıyor. bugün artık çağdaş klasiklerimiz arasında yer alan Aylak Adam'ın dikkat çektiği entelektüel sorunlar güncelliğini koruyor.

Kitap Bilgileri:

Yazar: Yusuf Atılgan
Baskı yılı: 2019
Sayfa sayısı: 190
Yayın evi: Can yayınları 

Bu kitabı okumakta biraz zorlandım. Konusunu bilmeden, kitap hakkında hiçbir fikrim olmadan okumaya başladım ve ilk kez bu kitapla Yusuf Atılgan okudum, yanlış bir başlangıç oldu. Kitabı sevmememdeki en büyük etken baş kahramanın hayatta hiçbir sorumluluğu olmadan yaşıyor olması oldu. Kitabın konusu çokta ilgimi çekmedi ya da bana hitap etmedi. 



Keyifli okumalar...

17 Mart 2022 Perşembe

ÜÇ BÜYÜK USTA - Balzac, Dickens, Dostoyevski

Üç Büyük Usta / Stefan Zweig

Arka Kapak:

Stefan Zweig Üç Büyük Usta'da, üç büyük yazarın yaşam öyküleri üzerinden okurlarını edebiyat tarihine, edebi dehanın sınırlarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

''Toplumun romanını yazan'' ve kendi gücünü dünyaya kabul ettirmek isteyen Balzac, ''ailenin romanını yazan'' ve döneminin İngiliz kültürüyle özdeşleşen Dickens, 'bireyin romanını yazan'' ve yaşamla ölüm, dehayla çılgınlık arasında gidip gelen Dostoyevski hem birer yazar, hem de gerçek birer kişilik olarak Zweig'in bu eserinde karşımıza çıkıyor.

Kitap Bilgileri:

Yazar: Stefan Zweig
Çeviri: Nafer Ermiş
Sayfa sayısı: 217
Baskı yılı: 2020

Kitabı okumakta çok zorlandım, çok yavaş ilerledi. Eğer Balzac, Dickens ya da Dostoyevski'ye karşı bir ilginiz yoksa bu kitabı okumanıza gerekte yok diye düşünüyorum. Kitapta onların yaşamlarından daha çok edebi kişiliklerinden, eserlerinden, eserlerini nasıl ortaya koyduklarından bahsediliyor. Bu yönden benim için olmasa da olur bir kitaptı. Üç yazar için üç ayrı bölümden oluşuyordu, ben daha çok Dostoyevski'yi merak ettiğim için okudum. Kitapta Amor Fati kavramından da bahsediyordu, bu konu ilgimi çekti. Dostoyevski için ''O sonsuz amor fati'siyle kaderini, onun bütün yüklerini ve tehlikelerini sevdiği gibi hastalığını da sevmiştir.'' diyordu. Dostoyevski'nin sara hastası olduğunu da bu kitap ile öğrenmiş oldum. Yazarların hayattayken türlü zorluklarla mücadele etmesi ve çokta önemli kişilikler olmaması ama öldükten sonra aradan bu kadar yıl geçmesine rağmen dünyaca ünlü olmaları çok garip değil mi? 



Keyifli okumalar...
 

10 Mart 2022 Perşembe

GENÇ BİR DOKTORUN ANILARI


Genç Bir Doktorun Anıları / Mihail Bulgakov
 

Arka Kapak:

Devrim zamanı Rusya... Karakışı aratmayacak kadar soğuk, kasvetli bir eylül günü, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktor, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların hüküm sürdüğü uzak bir kasabaya gelir. Devrim, büyük şehirlerin merkezlerinde hayatı ve zihniyetleri altüst ederken, bu genç doktor ülkenin ücra bir bölgesinde kadercilikle ve batıl inançlarla zorlu bir mücadeleye girişir.

Zor bir doğum, hassas bir cerrahi müdahale, uzaktaki bir hastaya ulaşabilmek için şiddetli bir kar fırtınasına rağmen göze alınan bir yolculuk, ağrılarını dindirmeye çalışırken morfinman olan bir meslektaş...
Genç doktorun gündelik hayatında karşılaştığı bütün zorlu sınavlar, Bulgakov'un elinde olağanüstü güçlü bir anlatımla, dram sınırlarında gezinen bir dokunaklılıkta öykülere dönüşür.

Kitap Bilgileri:

Saysa sayısı: 157
Çeviri: Tuğba Bolat
Baskı yılı: 2020
Yayınevi: İş Bankası 

Bu kitap beni çok etkiledi. Çok severek okudum. Hayattan sıkıldığım, her şey bu düzende devam mı edecek dediğim sırada bu kitabı okudum ve hayatta ne zor yaşamlar var diye düşüncelere daldım. İnsan kendi dertlerini düşününce tüm dünyada sadece kendinde dert var sanıyor. Sanki herkes hayatından çok mutlu da sadece sen dertlisin gibi.

Kitapta okuldan yeni mezun olmuş, deneyimsiz bir doktorun yaşadığı zorluklar ve başından geçen olaylar anlatılıyor. Sürükleyici, okuması kolay, güzel bir kitap.


Keyifli okumalar...

2 Mart 2022 Çarşamba

KÖPEK KALBİ

Köpek Kalbi / Mihail Bulgakov

Arka Kapak:

Bulgakov Köpek Kalbi'nde sokak köpeği Şarik'in öyküsünü anlatır. Dünya çapında bir bilim insanı olan Profesör Filipoviç, evine götürüp beslediği Şarik'i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. Köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. Şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, Sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinebilecektir.

Komünistlerin küçük burjuva değerlerinin üstünde yeni bir Sovyet insanı yaratma ideallerini hicveden Köpek Kalbi, Bulgakov'un en çok tartışılan yapıtıdır.

Kitap Bilgileri:

Çeviri: Mustafa Kemal Yılmaz
Yayın evi: İş Bankası
Sayfa Sayısı: 132
Baskı Yılı: 2021

Konu olarak çok enteresan bir kitap. Profesör ameliyat ile bir köpeği insana dönüştürüyor, ameliyatı yapmaktaki asıl amacı başka tabi ki.. Daha sonrasında oluşturduğu yaratık başına bela oluyor. Daha çok sovyet toplumunu eleştirmek üzerine yazılmış bilim kurgu türünde bir kitap.

''İşin kötüsü, kalbi artık köpek kalbi değil.. İnsan kalbi! Hem de bir insanın sahip olabileceği en adi kalp''



Keyifli okumalar....
 

23 Şubat 2022 Çarşamba

HAYVAN ÇİFTLİĞİ

Hayvan Çiftliği / George Orwell

Arka Kapak:

İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940'lardaki "reel sosyalizm"in  eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.

Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.

Altbaşlığı Bir Peri Masalı olan Hayvan Çiftliği, bir masal anlatımıyla yazılmıştır; ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.

Kitap Bilgileri:

Çeviri: Celal Üster

Yayınevi: Can

Sayfa Sayısı: 151

Baskı Yılı: 2020

Bu kitabı çok severek okudum ve konusunu çok ilginç buldum. Hayvanlar üzerinden çok güzel bir sistem eleştirisi yapılmış. Günümüzde de bu kitaptaki benzer olaylar birçok ülkede hala yaşanmaya devam ediyor. Kitapta şu tarz olaylar çok ilgimi çekti mesela ''Hiçbir hayvan yataklarda yatmayacak'' diye karar alınıyor. Daha sonrasında yönetilenler değil de yöneten domuzlar yataklarda yatmaya başlıyor. Bu durum sorgulandığında ise ''Hiçbir hayvan çarşaf serili yatakta yatmayacak, diyordu. Bizler çarşaf olmadan battaniye ile yatıyoruz. Görevimizi yerine getiremeyecek kadar yorgun düşmemizi istemezsiniz değil mi? '' diye de cevap veriliyor diğer hayvanlara. Ne yaparlarsa kendi rahatları için değil de diğer hayvanlara daha iyi bir hizmet sunabilmek adına yaptıklarını belirtiyorlar. 

Kafa yoran enteresan bir kitap ve kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.


Keyifli okumalar..

17 Şubat 2022 Perşembe

KORKU

Korku / Stefan Zweig

Arka Kapak:

Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur etmesiyle, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer.

Korku, insanı bilinçdışına itilmiş utanç verici deneyimlerden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte bir yapıt.

Kitap Bilgileri:

Çeviri: İlknur İgan
Özgün Adı: Angst
Baskı Yılı: 2020
Sayfa Sayısı: 70
Yayın evi: İş Bankası Kültür Yayınları

Stefan Zweigh öyküsü, aldatılmak üzerine geçen bir olayı ve sahip olduklarını kaybetme korkusunu anlatıyor. Birini aldatmak ve her an yakalanırım korkusunu yaşamak ve böyle bir hayat sürmek üzerine kısa bir öykü. Sonunda biraz şaşırsam da işlenen olay biraz eksik kalmıştı. Böyle bir durumda ben olsam ne yapardım diye de düşünmedim değil. 



Keyifli okumalar...