Etiketler

seyahat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seyahat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Nisan 2022 Cumartesi

SEYAHAT ETMEK?

Seyahat Etmek?


Şu sıralar kendime sıkça "Bu hayatta ne yapmak istiyorum?" ya da "Bu hayatı nasıl sürdürmek istiyorum?" diye soruyorum. Aslında cevap çok basit ama harekete geçmek o kadar zor geliyor ki.. Belki de ömür boyu hep aynı hayalle yaşayacağım ama vardığım nokta hep aynı kalacak kim bilir..?

Benim en büyük hayallerimden biri seyahat etmek, yalnızca bulunduğum noktadan başka bir noktaya gitmek değil de içime döndüğüm, kendimi sorguladığım bir durum aynı zamanda. 

Aslında seyahat tutkusu ilk olarak lise yıllarında okuma dersinde arkadaşımdan ödünç aldığım Sibel Buğdaycı'nın 'Sakin ol! Her şey mümkün' isimli kitabını okumamla başladı. O yıllarda bir kitaba verecek param dahi yoktu, ya kütüphaneden ödünç alırdım ya arkadaşlarımdan. Kitapta Sibel Buğdaycının Latin Amerika'daki yolculuğu ve Latin Amerikalıların ne kadar sakin ve mutlu oldukları, yazarın bir olay karşısında acele ettiğinde sakin olması için yerlilerin sıkça telkinde bulunduklarını anlatıyordu. Latin Amerika'ya karşı olmasa da seyahat etmeye karşı bende bir sempati bıraktı bu kitap. Hayretler içinde okudum çünkü kitapta anlatılanlar gerçekti ve bu benim için inanılmaz bir şeydi. Bir kadın tek başına bilmediği bir ülkeye gidiyor ve seyahat ediyor. Benim için o yaşlarda yaşadığım ilçe dışına tek başıma gitmek bile imkansızdı. Bu kitapla birlikte hayaller kurmaya başladım.  Sonrasında yurt dışına gitmekle ilgili hayallerim üniversiteye gidene kadar ertelendi. Üniversitede Erasmus ile bir yerlere gidilebileceğini öğrenmiştim. Uzun araştırmalar sonrası okuduğum bölümde sadece staj için Erasmus olduğunu, staj yerini kendim bulmam gerektiğini öğrendim.  Başladım bulduğum her yere staj için mail atmaya ve İngiltere'de bir staj yeri ayarladım.  Her şey çok güzeldi ancak başvuru tarihlerinin son gününde başvuruların başladığını öğrenmiştim ve ben o gün acele ile staj için olan formu değilde eğitim için olan Erasmus formunu doldurup teslim etmişim.  O günün akşamı farkına vardım ve ertesi gün yanlışımı düzeltmek için gittiğimde sürenin dolduğunu söyledi oradaki görevli, kendimi ağlamamak için zor tutsam da başladım ağlamaya.. aylarca staj yeri bulmak için emek harcadım ve sırf bir form yüzünden sınava giremiyordum. Neyse halime acıdılar da sorun çözüldü. Söylediğim tek söz şuydu "Sınava girip kaybetseydim bu kadar canım yanmazdı." Sınava girdik belli bir puanı da aldık ama okulun verdiği ödenek uçak bileti dışında pek bir işe yaramıyordu.  Daha önce İngiltere'ye gitmiş biriyle görüştüm aynı bölümden... O da maddi durumun yoksa gitme dedi . Fazlasıyla motivasyonumu kırdı. Çevrenizden böyle insanları uzaklaştırın, kendi doğrularınız olsun hayatta.. Ailemden  bir destekte istemediğimden vazgeçtim. Sınavı kazanamadım dedim gitmedim. İlk yurt dışına çıkma girişimim hüsranla bitti.

Aradan bir iki yıl geçti ve okul bitti. Yurt dışında gönüllü projeler ile hem çalışıp hem gezebileceğimi öğrendim.  Bu sefer hiç masraf etmeden yurt dışına gitmenin bir yolunu bulmuştum. Hem yeni mezun biri için iş tecrübesi demekti bu. İlk olarak Azerbaycan'daki kurumdan kabul aldım ardından İtalya'daki kurumdan... İtalya 'ya gitmeyi Kızılhaç'ta gönüllü çalışmayı planlarken... 4 gündür geçmeyen ateş nedeniyle hastaneye gittim ve ne olduysa orada başladı.  Hastaydım ve hastalığımın ne olduğu bilinmiyordu. 4 günden sonra durumum iyice kötüye gitti. Yurt dışına gitmeyi bırak ayakkabılarımı bile giyemez hale gelmiştim. İlk başlarda Behçet dediler ardından kanser... kuruma mail attım ben gelemiyorum hastayım özür dilerim diye.. artık hayallerimden vazgeçmiş ölümü kabullenmeye başlamıştım.  Benimde vaktim buraya kadarmış dedim ama öyle olmadı. :)) 3,5 ay sonrasında iyileştim. Korkulacak bir şeyim olmadığını öğrendim. Önce en dibe çöktüm sonra hayata geri döndüm.  Yerimde durur muyum madem ölmüyorum, gidiyorum ya neresi olursa, ne olursa gidiyorum dedim. Tekrardan başladım başvurulara Arnavutluk'ta bir yerden kabul aldım ve tam olarak iyileşmediğim için başvuru sırasında kuruma durumumu söyledim ''ilaçlarımı alıp gelicem, ben bu projede çalışmak istiyorum'' dedim. Proje başlayana kadar çok daha iyi duruma geldim ve ilaçlarımı yanıma alıp gittim. Asıl ondan sonra başladı seyahat  tutkusu...

Benimki yalnızca yurt dışına çıkma merakıydı. Gitmişken Balkan ülkelerini de gezeyim dedim. Orada kazandığım tüm parayı geziye ayırdım ve Balkanları gezdim. 2 buçuk ay sonrası geriye döndüm. Seyahat mikrobu bir kere girmişti hücrelerime o günden sonra hep bir sonrasının hayalini kurdum. Türkiye 'de gezmeye başladım. Sonra 2.kez Balkanlar turu yaptım.  Yetmedi yetmiyor daha fazlasını istiyorum.  Gitmek, uzaklaşmak, hayatı Sorgulamak, ben ne yapıyorum ya ? diye kendime sorduğum sorulardan kurtulmak istiyorum. Her gün sabah işe gidip masa başında burada ne işim var? mutlu muyum? Sabah karanlıkta uykumdan edilip, tıklım tıklım bindiğim otobüs ile işe gitmek beni mutlu ediyor mu? Tüm gün dört duvar, sadece kitabım var yanımda, sığınabildiğim, okuyup hayallere daldığım. Bu girdaptan çıkmak istediğim bir haldeyim. Ne yapacağımı, nasıl yapacağımı bilmiyorum.  Sadece hayal ediyorum. 

28 Ocak 2022 Cuma

SIRBİSTAN GEZİM - BELGRAD

SIRBİSTAN GEZİM - BELGRAD


Sırbistan'a gitmeden önce çok fazla ön yargım vardı. Bunlar biraz yıkıldı. Karadağ Kotor'dan akşam saat 7 de yola çıktık Belgrad'a vardığımızda saat sabah 6 gibiydi. Yolculuk uzun sürdüğü için gece yolculuğunu tercih ettik. Sabah saatlerinde otobüsten iner inmez hostele gitmek istedik ama hem hosteli bulmakta biraz zorlandık çünkü otogara çok uzaktı. Başka bir yerde kalmayı düşündük daha yakın bir mesafede ama öyle bir imkanda bulamadık. Otogara yakın mesafede hiçbir yer bulamadık. Kısacası Sırbistan'da konaklama konusunda biraz sorun yaşadık. Hostele gittiğimizde de bizi kabul edemeyeceklerini tüm odaların dolu olduğunu söylediler. Rezervasyonumuz vardı ama giriş saati 14.00'dı. 

                             

Bildiğiniz sokakta kaldık. Uzun bir otobüs yolculuğu yapmışız uykusuz bir haldeyiz, karnımız aç ve sabah saatleri her yer kapalı. Hava soğuk zaten o ayrı bir konu, hostel sahibi gidin giriş saatinizde gelin dedi. Bizde bavulları orada bırakmayı teklif edip dışarı çıktık. Orada beklememize de izin verilmedi. Soğuk havada sokaklarda dolaşmaya başladık, bir iki börekçi tarzı yer dışında her yer kapalıydı. 
Kaldığımız yer Guest House Miss isimli hosteldi. 

                     

Bir yerde oturup börek tarzı bişeyler yedikten sonra mecburen gezmeye başladık. Normalde biraz dinlenip kendimize geldikten sonra gezerdik ama öyle bir imkan olmadı. Hava soğuk olduğu için müze gezmeye karar verdik, asıl gezmeyi planladığımız yer, kalacağımız yere uzak olduğu için yakınlardaki müzeleri gezelim diye düşündük. 

                     

Nikola Tesla müzesine gittik ancak, müzedeki görevli müze açık olmasına rağmen bizi içeri almadı. Yabancılar için giriş saati 12.00 dedi ve o saatten sonra gelmemizi söyledi. Tuhaf bir şekilde diğer müzeler de 12.00 'de açılıyordu. Pandemi nedeniyle olabilir bilemiyorum. Sırbistan'da PTT Müzesi olduğunu gördük ve oraya girdik. Müzedeki eserler üzerinde de türkçe posta ve ptt yazıyordu.


Sabah saatleri olduğu için müzede bizden başka kimse yoktu. Yaşlı bir amca müze görevlisiydi, onunla biraz sohbet etmeye çalıştık ama ingilizce bilmiyordu. Biz ingilizce o sırpça bir şekilde konuşup anlaştık ve bize resimde gördüğünüz dergi ve kartpostalları hediye etti. Sırbistan'daki PTT Müzesinden böylece hatıralarım oldu. Sırbistan'daki tek güzel anım buydu diyebilirim.


Sırbistan' da çoğunluk gezilecek yerler Kalemegdan Kalesi ve Parkı çevresinde bulunuyor. Ertesi gün dinlenmiş bir şekilde buraları da gezdik. 


Son gün Slavija Square meydanından kalkan otobüs ile Nikola Tesla Havaalanına gittik. Oradan da Türkiye'ye dönüş yaptık.

 

20 Ocak 2022 Perşembe

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - BUDVA

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - BUDVA


Önceki yazımda bahsettiğim gibi Karadağ'da kaldığımız iki gün boyunca aralıksız yağmur yağdı. Yağmurlu havada gezmekte biraz zor oldu açıkçası. 


Karadağ'daki ikinci günümüzde Kotor otogarından Budva'ya giden otobüslerle 2 euroya yolculuk yaptık. Kotor - Budva arası en fazla 1 saat sürüyor. Aslında amacımız Sveti Stefan'ı görmekti. Budva'da sahil boyu dolaştık, kalenin olduğu yerleri gördük, daha sonrasında Kotor'a geriye döndük malesef.


Budva sahilde çok güzel yürüyüş parkuru var aslında orası manzaraya karşı yürünebilir ama hava şartlarından dolayı biz tamamını yürüyemedik. Eğer Karadağ'a gelecekseniz kesinlikle yaz aylarında gelin ve plajların tadını çıkarın muhteşem denizi, plajları var.


 

14 Ocak 2022 Cuma

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - KOTOR

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - KOTOR


Balkan ülkeri arasında en sevdiğim ve gitmekten hiç bıkmam dediğim tek ülke ve tek yer Kotor. Kotor'un doğal güzellikleri o kadar muhteşemki anlatılmaz yaşanır. İnşallah günün birinde kısa bir sürede olsa Kotor'da yaşamak nasip olur. 


Mostar'dan Kotor'a bilet bulmakta biraz zorluk yaşadık. Sadece sabah saat 8 gibi otobüs vardı. Aslında yol uzun sürdüğü için akşam yolculuk yapmayı planlamıştık ama bilet bulamayınca bir günümüz yolculuk ile geçti. Ülkeye girişte 2 doz aşı olanlardan pcr testi istenmiyor aşı kartı olması yeterli oluyor. Sınır geçişinde hiçbir sorun yaşamadık. Kotor'a vardığımızda akşamüstü saat 5 gibi falandı. Yol cidden uzun sürüyor. Yine Mostar'dan Kotor'a giderkende yol üzerinde çok güzel manzaralar var. Otobüs camından manzaraya bakarken aklımdan hep şu düşünceler geçti. "Aslında otobüs ile değil de araba kiralayıp yola çıkacaksın istediğin yerde dur manzaranın tadını çıkar istediğin gibi gez." 


Bu sefer ki gidişimizde farklı bir yerde kaldık, Old Town içerisinde yine ortaçağdan kalma bir yapı olan Centrum Hostel'de kaldık. Bu hosteli de kesinlikle gözüm kapalı tavsiye ederim. Hostel sahibi çok efendi, güleryüzlü ve yardımsever biri. Burada da yine 2 gece kaldık. Kotor da iken hava çok yağmurluydu tüm gün yağmur yağdı ve çok fazla gezemedik. Dönüş için otobüsümüz de akşam saatlerindeydi ve hostelden normalde sabah çıkmamız gerektiği halde biz akşama kadar kaldık. Tabiki hostel sahibi ile konuştuk o da sorun yok istediğiniz kadar kalın dedi. Ekstra hiçbir ücrette istemedi. 


Resimdeki de hostelin kedisi. Kendisi yanıma geldi, yatağın üzerine kuruldu.


Kotor'dayken 2 gün boyunca aralıksız yağmur yağdı. Yağmur nedeniyle çok fazla gezemedik. Aslında kaleye çıkıp şehir manzarasını izlemek gibi bir hayalim vardı. Kotor körfezini tepeden görmeyi çok istiyordum, olmadı. Bizde hem yağmurdan sakınmak için hemde hostelde kalmamak için Old Town içerisinde bulunan Kotor Deniz Müzesini gezdik. Müzeye giriş ücretsizdi. 


Müze içerisinde çok güzel eserler, denizcilikle ilgili tablolar vardı. Alttaki resimde yer alan şişeler zamanında içerisine not yerleştirilip denize bırakılarak uzaklardaki sevgiliye gönderilmiş şişeler. 

                                                    

8 Ocak 2022 Cumartesi

BOSNA HERSEK GEZİM - MOSTAR, BLAGAJ

BOSNA HERSEK GEZİM - MOSTAR, BLAGAJ 


Daha önceki Saraybosna yazımda bahsettiğim gibi Saraybosna'dan Mostar'a otobüs ile yaklaşık 4 saatlik bir yolculuk yaptık. Mostar'da daha önceki gelişimizde kaldığımız Hostel Dino da kaldık. Daha önce kaldığımız, temiz güvenilir bir yer, sahibi de aynı hostel içerisinde yaşayan çok tatlı güleryüzlü bir hanımefendi. Yine geceliğine 10 Euro ödedik. Yıllar önce kaldığımızda da aynı fiyattı, fiyatlarda değişiklik olmamış buna baya şaşırmıştık. Hostel Mostar köprüsüne de çok yakın rahatlıkla gezebilirsiniz. 

Mostar köprüsünü gördükten sonra bakırcılar çarşısı olan kısımları dolaştık. Mostar akşamları bir başka güzel oluyor, nehir kenarında oturup öylece manzarayı izlemek su sesini dinlemek insana iyi geliyor. Biz toplamda iki gece Mostar'da kaldık. Bosna'da savaşla ilgili müzeleri de görmeyi çok istiyordum. Saraybosna'da müzeler kapalıydı ve Mostar'da da pandemi nedeniyle aynı şekilde müzeler kapalıydı malesef içerisine giremedik.

Mostar'a kadar gelmişken yakın mesafede bulunan Blagaj'a da gitmeye karar verdik. 2. günümüzde Park Zrinjevac yakınındaki Spanjolski Trg adlı duraktan otobüs ile yaklaşık olarak 30 dakika da Blagaj'a vardık. Anladığımız kadarıyla otobüsler çok sık geçmiyor, durakta tabelaya otobüs saatlerinin olduğu bir kağıt asmışlar hangi numaralı otobüs saat kaçta gelecek orada yazıyordu. Biz de orada yazan bilgiye göre gidiş ve dönüş saatlerimizi ayarladık. 


Blagaj'da kesinlikle Bosna'da görülmesi gereken yerlerden. Çok güzel bir manzarası var. Blagaj Alprenler Tekkesini de ziyaret edebilirsiniz. Tekkeye girişler ücretliydi, fiyatlarını tam olarak hatırlamıyorum. Nehir kenarında kurulmuş çok fazla cafe, restorant var ayrıca tekkenin olduğu kısma doğru giderken yol üzerinde de hediyelik eşya satan yerler bulunuyor.


28 Aralık 2021 Salı

BOSNA HERSEK GEZİM - SARAJEVO

 BOSNA HERSEK GEZİM - SARAJEVO


Yıllar sonra yeniden bosnaya bir yolculuk yaptım. Türkiye'den Saraybosna'ya 400 TL ye uçak bileti bulduk. Yola çıkmadan önce korona ile ilgili endişelerimiz vardı. Ancak ülkeye girişte aşı olduysanız aşı kartınızı göstermeniz yeterli oluyor ayrıca test istenmiyor. Yine de gitmeden önce Bosna Büyük Elçiliği ile irtibata geçerseniz sizin için iyi olur. Biz öyle yapmıştık. Ülkede, biz gittiğimizde insanlar serbestçe maskesiz bir şekilde dolaşıyorlardı bir kısıtlama yoktu. Saraybosna'da uçaktan inince şehir merkezine ulaşım da çok kolay havaalanı önündeki duraktan şehir merkezine 5 bosna markına otobüs ile gidebiliyorsunuz. İlk gün gider gitmez hemen bavulları bırakıp gezimize başladık.Biz daha uyguna geldiği için hostelde kalmayı tercih ettik. Geceliği 10 euro sabah kahvaltısı dahil olarak Hostel Franz Ferdinand'da kaldık. Hostelin içerisi tasarımı gerçekten güzeldi beğendik. Sabah kahvaltı olarak Müsli, Yumurta, Reçel falan vardı. Çok birşey beklemeyin, biz belki yöresel birşeyler görürüz diye düşünmüştük ama kahvaltı zayıf kaldı. Temizlik yönünden ve diğer yönlerden güzeldi. Türkçe bilen çalışanı da vardı gayet güleryüzlü biriydi.  

Kendimizi hiçte yurt dışında gibi hissedemedik. Daha önce gelmiş olmanın verdiği bir histi galiba. Baş Çarşı da biraz gezindikten sonra Beyaz Tabya'ya doğru yürüdük ve tepeye çıkıp şehir manzarasını izledik. Daha önceki gezimizde Beyaz Tabya'ya gitmemiştik. Tepede bir cafe yada restorant baktık ama hiç biri yoktu. Orada yaşayan gençler yanlarında içecek birşeyler getirip manzaraya karşı oturuyorlardı. Daha sonrasında Aliya İzzetbegovic'in mezarını ziyaret edip, Baş Çarşı sokaklarında gezindik. 


Bosna'ya gelmişken meşhur böreklerinide yedik tabiki.. Su Sebilinin olduğu yerde insanlar dans ediyorlardı. Nedenini pek anlayamasakta danslarını, halay çekişlerini de görmüş olduk. Gayet güzel ve eğlenceliydi. Bizim için güzel bir anı oldu. 



Sarajevo'da bir gece kaldıktan sonra ertesi sabah Mostar'a doğru yola çıktık.  Bilet fiyatlarını malesef hatırlayamadım. Otobüs ile yaklaşık 4 saat kadar yol gittik.  Yol boyunca da güzel manzaralar vardı.  

2 Mart 2019 Cumartesi

EDİRNE


Edirne Gezisi

Edirne İstanbul'a otobüsle 3 saatlik bir mesafede yer alıyor. Hafta sonu günübirlik olarak gezilebilecek bir yer. Edirne'ye vardığınızda otogarın hemen arka tarafında otobüs durakları bulunuyor ve buradan her yere kolaylıkla ulaşabilirsiniz.



Edirne merkezde yer alan Mimar Sinan'ın ustalık eseri olan Selimiye cami görülebilecek ilk yer. 

                                                     
Camideki ters lale motifiyle ilgili şöyle bir söylem bulunmakta, bu motif cami arsasının sahibi olan ve burada lale yetiştiren kişinin arsaya cami yapımı sırasında çıkardığı zorluk ve ters tutumu simgelemekteymiş.


Selimiye caminin hemen karşısında bulunan Eski camide ziyaret edilebilecek en güzel yerlerden biri. Camideki hat sanatı ile yazılmış duvar süslemeleri muhteşem..



Edirne merkezde Saraçlar caddesini ve Ali Paşa Çarşısını dolaşabilirsiniz. Caddenin sonunda bulunan cuma pazarının yer aldığı yerdeki duraktan otobüse binerek ya da yol boyunca yürüyerek Meriç nehrinin olduğu yere ulaşabilirsiniz. Meriç nehrinden ileride de Lozan antlaşması ile alınan Karaağaç bulunmakta. 



Karaağaçta da Lozan anıtını ve eski tren garının bulunduğu yerde o zamandan kalma treni görebilirsiniz. 




Edirne'nin tava ciğeri meşhur olması sebebiyle dünyanın en büyük tavası da Edrine'de bulunmakta. 2018 yılında 8. Uluslararası Bando ve Ciğer festivali kapsamında bu tava da anıt olarak kalmış.


Edirne'de görülebilecek bir başka yerde Sultan II. Beyazıt Külliyesi Sağlık müzesi bulunmakta eskiden insanları burada su ile psikolojik olarak tedavi ediyorlarmış. Bunlar dışında çok sayıda müzede yer almakta.




31 Ağustos 2017 Perşembe

SEYAHAT SANATI

Seyahat Sanatı

Arka Kapak:

Kitaplarıyla yaşamın çeşitli kavramlarına yepyeni bakışlar kazandıran Alain de Botton, bu kez ''seyahat etmeyi'' yatırıyor masaya. Farklı şehirleri, farklı yazarların hayali rehberliğinde gezerken, yolculuğun büyüsü kentlerin kokularına karışıyor.

Alain de Botton, seyahati tatil ya da iş rutininin gerektirdiği bir aracı değil, ruhu dinlendiren ve iyileştiren bir etkinlik olarak görüyor.

Seyahat Sanatı, isterseniz trende, otobüste ya da uçakta kilometreler aşarken, isterseniz de koltuğunuzdan kalkmadan kahvenizi yudumlarken okuyabileceğiniz bir kitap. Seyahat planı ise çok basit:
Gidilecek yer: Uzaklar
Rehberiniz: Yazarlar

Kitap Bilgileri:

Orjinal adı: The Art of Travel
Yazar: Alain de Botton
Çeviri: Ahu Sıla Bayer
Yayın evi: Sel Yayıncılık
Baskı yılı: 2014
Sayfa sayısı: 259

Kitap seyahat ile ilgili olduğu için ilgimi çekmişti ve böylece alıp okudum. Ancak okurken pek bana göre bir kitap olmadığını fark ettim. Bu nedenle de çok yavaş bir okuma oldu. Konu olarak hayaller, hayal kırıklıkları, sanat, sanatçılar vb. etrafında seyahatle ilgili bir takım olaylar anlatılıyor. Kitapta yer yer siyah beyaz anlatılan konu ile ilgili resimler bulunuyor.

Ey vapur, beni de götür yanında! Ey gemi, çal beni buradan!
Uzaklara çok uzaklara götür! Burada çamura dönüyor bütün gözyaşları!

Ne zaman gelecek mutluluğa demir atma vakti...?


Keyifli okumalar...