Etiketler

17 Şubat 2022 Perşembe

KORKU

Korku / Stefan Zweig

Arka Kapak:

Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur etmesiyle, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer.

Korku, insanı bilinçdışına itilmiş utanç verici deneyimlerden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte bir yapıt.

Kitap Bilgileri:

Çeviri: İlknur İgan
Özgün Adı: Angst
Baskı Yılı: 2020
Sayfa Sayısı: 70
Yayın evi: İş Bankası Kültür Yayınları

Stefan Zweigh öyküsü, aldatılmak üzerine geçen bir olayı ve sahip olduklarını kaybetme korkusunu anlatıyor. Birini aldatmak ve her an yakalanırım korkusunu yaşamak ve böyle bir hayat sürmek üzerine kısa bir öykü. Sonunda biraz şaşırsam da işlenen olay biraz eksik kalmıştı. Böyle bir durumda ben olsam ne yapardım diye de düşünmedim değil. 



Keyifli okumalar...

11 Şubat 2022 Cuma

BEN ÖLMEDEN ÖNCE

 Ben Ölmeden Önce 


En son 2019 yılında yapılacaklar listemi güncelledim. Geçen 2 yılda böyle bir listem olduğunu bile unuttum. Pandemi ile monoton geçen hayat, eve kapanmalar derken insan hayallerini bile unutabiliyor. 

Listeme şöyle bir baktımda yapmak istediğim bazı şeylerden vazgeçtim. Bazılarını da zaten yapmışım. Yeni liste yapma zamanı gelmiş..

Go Karta git..

Paintball oyna..

Karaoke yap..

Paraşütle atla..

İstanbul gezini tamamla..

Avrupa Turuna çık..

Doğu Expresi ile seyahat Et...

Karavanla Ege Kıyılarında Gez..

Deniz Kıyısında Bir Kasabaya Taşın..

İngilizceni Akademik Seviyeye Getir..

Doktora Yap..

İspanyolca Öğren..

Gitar Çalmayı Öğren..

Kapadokya'da Balona Bin..

Kamp Yap..

81 İlimizi Gör..

Resim Kursuna Git..

Fotoğraf Makinesi Al..

Fotoğrafçılık Eğitimi Al..

Antalya'ya Taşın..

Likya Yolunu Yürü..

Bir kedi Sahiplen..





 

4 Şubat 2022 Cuma

KUYUCAKLI YUSUF


Kuyucaklı Yusuf / Sabahattin Ali 
 
Arka Kapak:

''Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.''

Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

Sabahattin Ali büyük romanı Kuyucaklı Yusuf'ta lirik ve taşra portresini bütün aktörleriyle gözümüzde canlandırır.

Kitap Bilgileri:

Sayfa Sayısı: 222

Baskı Yılı: 2019

Yayın evi: Yapı Kredi Yayınları

Bu kitap kitaplığımda birkaç yıldır bekliyor, çok merak etsem de bir türlü sıra gelmedi. Nihayet okuma fırsatı buldum. Sürükleyici, okuması zevkli ve Türk filmi tadında bir kitap. Dönemin Anadolu insanlarını yaşayış biçimlerini, toplumdaki sınıfsal farklılıkları konu olarak anlatıyor. Şu satırlarda ilgimi çekti;

''Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu umarsız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve köle gibi, önlerine ilk çıkanla evlenirler.

Tabi bu evlenmede herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız içinse münasipçe bir kısmet varken kaçırılmaması düşünülmüştür. Bu izdivaç mikrobu, evlendikten sonra da faaliyetine başlar.''

Bu konu bence günümüz de hala geçerli, evlilik denilen olgu malesef ki iki insanın beraber bir hayatı paylaşması, daha açık haliyle iki kişinin birbirlerine hayatı kolaylaştırması ve huzurlu bir ortam sağlamasından çok toplum istediği için yapılan bir faaliyet. 

Aradan geçen onca yıla rağmen evlilik konusundaki bu görüşün hala çok fazla değişikliğe uğramamış olması çok tuhaf değil mi? 


Keyifli okumalar..



28 Ocak 2022 Cuma

SIRBİSTAN GEZİM - BELGRAD

SIRBİSTAN GEZİM - BELGRAD


Sırbistan'a gitmeden önce çok fazla ön yargım vardı. Bunlar biraz yıkıldı. Karadağ Kotor'dan akşam saat 7 de yola çıktık Belgrad'a vardığımızda saat sabah 6 gibiydi. Yolculuk uzun sürdüğü için gece yolculuğunu tercih ettik. Sabah saatlerinde otobüsten iner inmez hostele gitmek istedik ama hem hosteli bulmakta biraz zorlandık çünkü otogara çok uzaktı. Başka bir yerde kalmayı düşündük daha yakın bir mesafede ama öyle bir imkanda bulamadık. Otogara yakın mesafede hiçbir yer bulamadık. Kısacası Sırbistan'da konaklama konusunda biraz sorun yaşadık. Hostele gittiğimizde de bizi kabul edemeyeceklerini tüm odaların dolu olduğunu söylediler. Rezervasyonumuz vardı ama giriş saati 14.00'dı. 

                             

Bildiğiniz sokakta kaldık. Uzun bir otobüs yolculuğu yapmışız uykusuz bir haldeyiz, karnımız aç ve sabah saatleri her yer kapalı. Hava soğuk zaten o ayrı bir konu, hostel sahibi gidin giriş saatinizde gelin dedi. Bizde bavulları orada bırakmayı teklif edip dışarı çıktık. Orada beklememize de izin verilmedi. Soğuk havada sokaklarda dolaşmaya başladık, bir iki börekçi tarzı yer dışında her yer kapalıydı. 
Kaldığımız yer Guest House Miss isimli hosteldi. 

                     

Bir yerde oturup börek tarzı bişeyler yedikten sonra mecburen gezmeye başladık. Normalde biraz dinlenip kendimize geldikten sonra gezerdik ama öyle bir imkan olmadı. Hava soğuk olduğu için müze gezmeye karar verdik, asıl gezmeyi planladığımız yer, kalacağımız yere uzak olduğu için yakınlardaki müzeleri gezelim diye düşündük. 

                     

Nikola Tesla müzesine gittik ancak, müzedeki görevli müze açık olmasına rağmen bizi içeri almadı. Yabancılar için giriş saati 12.00 dedi ve o saatten sonra gelmemizi söyledi. Tuhaf bir şekilde diğer müzeler de 12.00 'de açılıyordu. Pandemi nedeniyle olabilir bilemiyorum. Sırbistan'da PTT Müzesi olduğunu gördük ve oraya girdik. Müzedeki eserler üzerinde de türkçe posta ve ptt yazıyordu.


Sabah saatleri olduğu için müzede bizden başka kimse yoktu. Yaşlı bir amca müze görevlisiydi, onunla biraz sohbet etmeye çalıştık ama ingilizce bilmiyordu. Biz ingilizce o sırpça bir şekilde konuşup anlaştık ve bize resimde gördüğünüz dergi ve kartpostalları hediye etti. Sırbistan'daki PTT Müzesinden böylece hatıralarım oldu. Sırbistan'daki tek güzel anım buydu diyebilirim.


Sırbistan' da çoğunluk gezilecek yerler Kalemegdan Kalesi ve Parkı çevresinde bulunuyor. Ertesi gün dinlenmiş bir şekilde buraları da gezdik. 


Son gün Slavija Square meydanından kalkan otobüs ile Nikola Tesla Havaalanına gittik. Oradan da Türkiye'ye dönüş yaptık.