Etiketler

11 Temmuz 2017 Salı

KARADAĞ (MONTENEGRO) / KOTOR

Karadağ (Montenegro) / Kotor


Daha önceki Karadağ (Montenegro) /Budva  yazım da buraya tık tık... bahsettiğim gibi  turla birlikte Karadağ'a gittik.

 

Kotor'un etrafı dağlarla çevrili, Karadağ'ın adının neden Karadağ olduğunu Kotor'a gidince anladım.
Dağ boyunca uzanan bir kale bulunuyor. Kale o kadar yükseğe uzanıyor ki, belli bir mesafeye kadar kaleye çıkabiliyorsunuz. Kaleye çıkmak 1,5 saatinizi alıyor.


Resimde gördüğünüz kapıdan içeri girdiğinizde Old Town bulunuyor. Her yer Ortaçağ'dan kalma yapılarla dolu.. Bu eski binaların çoğu hediyelik eşya dükkanı, kafe, restorant, kilise vb. dolu... Kotor hediyelik eşya yönünden çok fazla seçeneğe sahip bunu söylemeliyim. 


Kotor'da gezip görülecek sadece kale ile Old Town var. Birde plajda zaman geçirmek için vakit ayrılabilir. 

Resimde gördüğünüz binada kalenin içinde bulunan Sveti Tripun katedrali, Old Town içindeki en dikkat çeken yapılardan biri..


Kotor'da bir gece de hostelde kaldım. Kaldığım Hostelin adı da Montenegro 4U Party Hosteldi. Ancak hiçbir şekilde bu hosteli tavsiye etmem. Hostel konum olarak güzel, hemen sahil kenarında ama benim kaldığım gece barbekü partisi vardı. Doğru dürüst uyku uyuyamadım. Çok aşırı gürültülüydü ve yatakları hiç rahat değildi. Kotor gezimde bu kadardı.

Instagram hesabım hayatadair_kesitler




10 Temmuz 2017 Pazartesi

KARADAĞ (MONTENEGRO) / BUDVA

Karadağ (Montenegro) / Budva


Arnavutluk Tiran'dan Karadağ'a gitmek için otobüs bulmak diğer ülkelere göre daha zor ve pahalı. İşkodra'dan da Karadağ'a giden otobüsler var ve daha ucuza geliyor ancak Karadağ'ın Podgorica ya da Ulcinj adında başka şehirlerine gidiyor ve zamanımız kısıtlı olduğu için Tiran'dan gitmeyi seçtik.


Tiran'dan Karadağ'a gidebilmek için 30 euro gibi bir para ödememiz gerekiyordu. Bizde daha ucuza gidebilmek için bir travel acent ile görüştük. 15 euroya günübirlik bir tur bulduk. Karadağ'a yolculuğumuz yaklaşık olarak 6 saat sürdü. Ayrıca Karadağ'ın para birimi de euro...


Tur ile Karadağ'a gidip dönüşte de turdan ayrılıp Bosna'ya geçmeyi planlamıştık. Her şey başta planladığımız gibi oldu. Ancak Karadağ'a vardığımızda tur rehberimiz ile aramızda sorun çıktı. Bizim turdan ayrılacağımızdan haberinin olmadığını ve ayrılmamıza izin vermediğini, turdan ayrılırsak da polise haber vereceğini söyledi. Bu duruma çok sinirlendim. Polise şikayet etse sanki ne olacak turist olarak geziyorum, istediğim yere giderim. Elimde tapu gibi pasaportum var kardeşim... Aklınca gözümüzü korkutmak istedi ama biz ısrar edince, acentayı aradı ve oradaki görevliler ile konuştu. Sonuç olarak bize, kimseye turdan ayrıldığımızı söylemeden, ortadan kaybolmamızı tembihledi ve turdan ayrıldık.


Tur ile yola çıktığımıza gerçekten çok pişman olduk. İstediğimiz gibi gezemedik, insanın kafası rahat bir şekilde dilediği gibi gezmesi kadar güzel bir şey yok... Koyun sürüsü gibi, insanlarla tıkış tıkış dolaşıyorsunuz ve zamanınız kısıtlı...


Budva'ya vardığımızda sadece bir tepede durduk ve resim çekinmek için biraz zaman verildi, o kadar... Bir de Budva'da plajda zaman geçirmek isteyenler gruptan ayrıldı. Kalan grup ise Kotor'u gezmek için yola çıktı. Tabiki bizde Kotor'a gittik. Kotor'a varır varmaz turdan ayrıldık.


Yani anlayacağınız Budva'da plaj dışında hiçbir şey görmedik. Budva'nın plajları gerçekten güzeldi, turkuvaz mavi suları ve tertemiz plajları var. Kotor'a giden yol boyunca her yer plaj doluydu... Sırf deniz turizmi için gelinir... 

Kotor yazım için buraya tık tık...

Instagram hesabım hayatadair_kesitler

9 Temmuz 2017 Pazar

MAKEDONYA / ÜSKÜP (SKOPJE)

Makedonya / Üsküp (Skopje) 


Arnavutluk'ta yaşadığım için ilk olarak Kosova'ya oradan da Makedonya'ya seyahat ettim. Yolculuğum Kosova'dan Makedonya'ya yaklaşık 5 saat sürdü. Ulaşım içinde 20 euro otobüs biletine ödedim. Açıkçası Makedonya'yı bu kadar muhteşem beklemiyordum. Hayran kaldım ve Üsküp'teyken Arnavutluk'a dönmeyi hiç istemedim. 



Şehir merkezinin biraz dışında bir otogarda indik. Otogardan yürüyerek şehir merkezine ulaşmak mümkün, çokta uzak değil... Zaten Vardar nehrini gördüyseniz, nehir boyunca yürümeniz yeterli... Nehir boyunca bulunan devasa binalar çok ilgi çekici... Her yerde heykeller var. Her heykel ulusal bir kahramanı simgeliyor. 


Vardar nehrinin bir yakasında Hristiyanlar diğer yakasında Müslümanlar yaşıyor. Hristiyan kesimin yaşadığı yerler oldukça gelişmiş, yatırım yapılmış. Ancak Osmanlı'dan kalma Old Bazaar'ında bulunduğu taraf çok eski ve bakımsız kalmış. Çok fazla yatırım yapılmamış.


Makedonya'da yolda yürürken herkes Türkçe konuşuyor. Çok fazla Türk turist var. Old Bazaar'da da esnafın hemen hepsi Türkçe biliyor. Türk lirası ile satış yapıldığını bile gördüm ve oldukça şaşırdım. Makedonya'nın para birimi ise Makedonya Dinarı...

                                       

Üsküp'te gezilecek, görülecek çok fazla yapı var. Osmanlı'dan kalma Old Bazaar (Eski çarşı), Mustafa Paşa cami ve Taş köprü de görülecek yerlerden. Üsküp kalesine de gidebilirsiniz, kalenin surlarında dolaşabilirsiniz ve şehir merkezi surlardan görünüyor. 

                                      

Makedonya'da akşam saatlerinde dışarı çıktığımızda da Üsküp merkezde sürekli bir klasik müzik çalıyor. Devasa binalar, heykeller manzara muhteşem, sanki Avrupa da bir yere gitmişsiniz hissi veriyor insana... 

 

İnsan kendi kendine bizim daha fazla ulusal kahramanımız var ama bu kadar heykel yok ve belki de çoğunun adını bile bilmiyoruz. Tarihimize yeterince sahip çıkmıyoruz. Bu tarz bir şeyler yapılsa bizim ülkemizde nasıl olur acaba..? Adamlar heykeller ile turist çekiyor ülkeye... diye düşünmeden duramıyor. :)


Neyse kısacası Üsküp'e gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Ayrıca Üsküp yakınlarında bulunan Matka kanyonuna da gidebilirsiniz. 

Instagram Hesabım hayatadair_kesitler






7 Temmuz 2017 Cuma

KOSOVA / PRİŞTİNE

Kosova / Priştine

Kosova'ya Arnavutluk'ta bir turizm acentası ile 35 euroya anlaşarak gittik. Bu fiyata gidişle beraber dönüş bileti de dahildi. Arnavutluk'tan Kosova'ya geçerken yol boyunca güzel bir manzara vardı. Her yer yemyeşildi...

Kosova'ya vardığımızda şehir merkezinin biraz dışında bir otogarda indik. Otogar çok eski ve tuvaletleri kötü bir haldeydi. Tuvalette ellerimizi yıkamak için su bile yoktu ve tuvalet ücretliydi... :) Balkan ülkeleri arasında en kötü tuvalete sahip otogar diyebilirim...

Daha sonra Priştine şehir merkezine doğru yola çıktık. Ancak etrafta binaların çok eski oluşu ve gezip görebileceğimiz çok fazla bir yer olmaması beni çok şaşırttı. Hayallerimdeki Kosova böyle değildi.

Kosova'ya gitmeden önce Priştine ve Prizren olmak üzere iki şehrinde ismini çok duymuştum. Gidip görmeyi çok istiyordum. Kosova'nın en bilindik ve gelişmiş iki şehri...


Başkent Priştine'de ilk olarak Rahibe Teresa caddesine gittik. Bu cadde trafiğe kapalı, cafe ve lokantalarla dolu... Cadde de birde İskender Bey heykeli bulunuyor. Arnavutluk'un ulusal kahramanı burada da pek bir seviliyor.

Bu cadde de bulunan bir Türk lokantasına da uğradık amacımız bir şeyler yemek değilde burada yaşayan kişilere nereleri gezebiliriz şeklinde sormaktı. Belki görmemiz gereken güzel yerler vardır da biz yanlış bir noktadayızdır. Şansımızı bir denedik ama olmadı. Bize söyledikleri tek şey ''Tüm hepsi bu başka bir yer yok, isterseniz Prizren'e de gidin...'' Priştine'de görebileceğiniz birkaç cami ve kilise dışında çok fazla birşey yok. Birde Newborn anıtı var.

Kosova'da çoğunluk türkçe biliyor. Para birimleri de euro...


Instagram hesabım hayatadair_kesitler