Etiketler

28 Ocak 2022 Cuma

SIRBİSTAN GEZİM - BELGRAD

SIRBİSTAN GEZİM - BELGRAD


Sırbistan'a gitmeden önce çok fazla ön yargım vardı. Bunlar biraz yıkıldı. Karadağ Kotor'dan akşam saat 7 de yola çıktık Belgrad'a vardığımızda saat sabah 6 gibiydi. Yolculuk uzun sürdüğü için gece yolculuğunu tercih ettik. Sabah saatlerinde otobüsten iner inmez hostele gitmek istedik ama hem hosteli bulmakta biraz zorlandık çünkü otogara çok uzaktı. Başka bir yerde kalmayı düşündük daha yakın bir mesafede ama öyle bir imkanda bulamadık. Otogara yakın mesafede hiçbir yer bulamadık. Kısacası Sırbistan'da konaklama konusunda biraz sorun yaşadık. Hostele gittiğimizde de bizi kabul edemeyeceklerini tüm odaların dolu olduğunu söylediler. Rezervasyonumuz vardı ama giriş saati 14.00'dı. 

                             

Bildiğiniz sokakta kaldık. Uzun bir otobüs yolculuğu yapmışız uykusuz bir haldeyiz, karnımız aç ve sabah saatleri her yer kapalı. Hava soğuk zaten o ayrı bir konu, hostel sahibi gidin giriş saatinizde gelin dedi. Bizde bavulları orada bırakmayı teklif edip dışarı çıktık. Orada beklememize de izin verilmedi. Soğuk havada sokaklarda dolaşmaya başladık, bir iki börekçi tarzı yer dışında her yer kapalıydı. 
Kaldığımız yer Guest House Miss isimli hosteldi. 

                     

Bir yerde oturup börek tarzı bişeyler yedikten sonra mecburen gezmeye başladık. Normalde biraz dinlenip kendimize geldikten sonra gezerdik ama öyle bir imkan olmadı. Hava soğuk olduğu için müze gezmeye karar verdik, asıl gezmeyi planladığımız yer, kalacağımız yere uzak olduğu için yakınlardaki müzeleri gezelim diye düşündük. 

                     

Nikola Tesla müzesine gittik ancak, müzedeki görevli müze açık olmasına rağmen bizi içeri almadı. Yabancılar için giriş saati 12.00 dedi ve o saatten sonra gelmemizi söyledi. Tuhaf bir şekilde diğer müzeler de 12.00 'de açılıyordu. Pandemi nedeniyle olabilir bilemiyorum. Sırbistan'da PTT Müzesi olduğunu gördük ve oraya girdik. Müzedeki eserler üzerinde de türkçe posta ve ptt yazıyordu.


Sabah saatleri olduğu için müzede bizden başka kimse yoktu. Yaşlı bir amca müze görevlisiydi, onunla biraz sohbet etmeye çalıştık ama ingilizce bilmiyordu. Biz ingilizce o sırpça bir şekilde konuşup anlaştık ve bize resimde gördüğünüz dergi ve kartpostalları hediye etti. Sırbistan'daki PTT Müzesinden böylece hatıralarım oldu. Sırbistan'daki tek güzel anım buydu diyebilirim.


Sırbistan' da çoğunluk gezilecek yerler Kalemegdan Kalesi ve Parkı çevresinde bulunuyor. Ertesi gün dinlenmiş bir şekilde buraları da gezdik. 


Son gün Slavija Square meydanından kalkan otobüs ile Nikola Tesla Havaalanına gittik. Oradan da Türkiye'ye dönüş yaptık.

 

20 Ocak 2022 Perşembe

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - BUDVA

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - BUDVA


Önceki yazımda bahsettiğim gibi Karadağ'da kaldığımız iki gün boyunca aralıksız yağmur yağdı. Yağmurlu havada gezmekte biraz zor oldu açıkçası. 


Karadağ'daki ikinci günümüzde Kotor otogarından Budva'ya giden otobüslerle 2 euroya yolculuk yaptık. Kotor - Budva arası en fazla 1 saat sürüyor. Aslında amacımız Sveti Stefan'ı görmekti. Budva'da sahil boyu dolaştık, kalenin olduğu yerleri gördük, daha sonrasında Kotor'a geriye döndük malesef.


Budva sahilde çok güzel yürüyüş parkuru var aslında orası manzaraya karşı yürünebilir ama hava şartlarından dolayı biz tamamını yürüyemedik. Eğer Karadağ'a gelecekseniz kesinlikle yaz aylarında gelin ve plajların tadını çıkarın muhteşem denizi, plajları var.


 

14 Ocak 2022 Cuma

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - KOTOR

KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİM - KOTOR


Balkan ülkeri arasında en sevdiğim ve gitmekten hiç bıkmam dediğim tek ülke ve tek yer Kotor. Kotor'un doğal güzellikleri o kadar muhteşemki anlatılmaz yaşanır. İnşallah günün birinde kısa bir sürede olsa Kotor'da yaşamak nasip olur. 


Mostar'dan Kotor'a bilet bulmakta biraz zorluk yaşadık. Sadece sabah saat 8 gibi otobüs vardı. Aslında yol uzun sürdüğü için akşam yolculuk yapmayı planlamıştık ama bilet bulamayınca bir günümüz yolculuk ile geçti. Ülkeye girişte 2 doz aşı olanlardan pcr testi istenmiyor aşı kartı olması yeterli oluyor. Sınır geçişinde hiçbir sorun yaşamadık. Kotor'a vardığımızda akşamüstü saat 5 gibi falandı. Yol cidden uzun sürüyor. Yine Mostar'dan Kotor'a giderkende yol üzerinde çok güzel manzaralar var. Otobüs camından manzaraya bakarken aklımdan hep şu düşünceler geçti. "Aslında otobüs ile değil de araba kiralayıp yola çıkacaksın istediğin yerde dur manzaranın tadını çıkar istediğin gibi gez." 


Bu sefer ki gidişimizde farklı bir yerde kaldık, Old Town içerisinde yine ortaçağdan kalma bir yapı olan Centrum Hostel'de kaldık. Bu hosteli de kesinlikle gözüm kapalı tavsiye ederim. Hostel sahibi çok efendi, güleryüzlü ve yardımsever biri. Burada da yine 2 gece kaldık. Kotor da iken hava çok yağmurluydu tüm gün yağmur yağdı ve çok fazla gezemedik. Dönüş için otobüsümüz de akşam saatlerindeydi ve hostelden normalde sabah çıkmamız gerektiği halde biz akşama kadar kaldık. Tabiki hostel sahibi ile konuştuk o da sorun yok istediğiniz kadar kalın dedi. Ekstra hiçbir ücrette istemedi. 


Resimdeki de hostelin kedisi. Kendisi yanıma geldi, yatağın üzerine kuruldu.


Kotor'dayken 2 gün boyunca aralıksız yağmur yağdı. Yağmur nedeniyle çok fazla gezemedik. Aslında kaleye çıkıp şehir manzarasını izlemek gibi bir hayalim vardı. Kotor körfezini tepeden görmeyi çok istiyordum, olmadı. Bizde hem yağmurdan sakınmak için hemde hostelde kalmamak için Old Town içerisinde bulunan Kotor Deniz Müzesini gezdik. Müzeye giriş ücretsizdi. 


Müze içerisinde çok güzel eserler, denizcilikle ilgili tablolar vardı. Alttaki resimde yer alan şişeler zamanında içerisine not yerleştirilip denize bırakılarak uzaklardaki sevgiliye gönderilmiş şişeler. 

                                                    

8 Ocak 2022 Cumartesi

BOSNA HERSEK GEZİM - MOSTAR, BLAGAJ

BOSNA HERSEK GEZİM - MOSTAR, BLAGAJ 


Daha önceki Saraybosna yazımda bahsettiğim gibi Saraybosna'dan Mostar'a otobüs ile yaklaşık 4 saatlik bir yolculuk yaptık. Mostar'da daha önceki gelişimizde kaldığımız Hostel Dino da kaldık. Daha önce kaldığımız, temiz güvenilir bir yer, sahibi de aynı hostel içerisinde yaşayan çok tatlı güleryüzlü bir hanımefendi. Yine geceliğine 10 Euro ödedik. Yıllar önce kaldığımızda da aynı fiyattı, fiyatlarda değişiklik olmamış buna baya şaşırmıştık. Hostel Mostar köprüsüne de çok yakın rahatlıkla gezebilirsiniz. 

Mostar köprüsünü gördükten sonra bakırcılar çarşısı olan kısımları dolaştık. Mostar akşamları bir başka güzel oluyor, nehir kenarında oturup öylece manzarayı izlemek su sesini dinlemek insana iyi geliyor. Biz toplamda iki gece Mostar'da kaldık. Bosna'da savaşla ilgili müzeleri de görmeyi çok istiyordum. Saraybosna'da müzeler kapalıydı ve Mostar'da da pandemi nedeniyle aynı şekilde müzeler kapalıydı malesef içerisine giremedik.

Mostar'a kadar gelmişken yakın mesafede bulunan Blagaj'a da gitmeye karar verdik. 2. günümüzde Park Zrinjevac yakınındaki Spanjolski Trg adlı duraktan otobüs ile yaklaşık olarak 30 dakika da Blagaj'a vardık. Anladığımız kadarıyla otobüsler çok sık geçmiyor, durakta tabelaya otobüs saatlerinin olduğu bir kağıt asmışlar hangi numaralı otobüs saat kaçta gelecek orada yazıyordu. Biz de orada yazan bilgiye göre gidiş ve dönüş saatlerimizi ayarladık. 


Blagaj'da kesinlikle Bosna'da görülmesi gereken yerlerden. Çok güzel bir manzarası var. Blagaj Alprenler Tekkesini de ziyaret edebilirsiniz. Tekkeye girişler ücretliydi, fiyatlarını tam olarak hatırlamıyorum. Nehir kenarında kurulmuş çok fazla cafe, restorant var ayrıca tekkenin olduğu kısma doğru giderken yol üzerinde de hediyelik eşya satan yerler bulunuyor.


1 Ocak 2022 Cumartesi

BOZKIR BİR YOLCULUK HİKAYESİ

BOZKIR Bir Yolculuk Hikayesi / Anton Çehov 

Arka Kapak:

Yaratıcılığının dönüm noktası olarak kabul edilen bu eserinde Çehov, Ukrayna bozkırındaki bir yolculuğun hikayesini dokuz yaşında bir çocuğun gözünden anlatır. Eğitimi için annesinden ayrılıp dayısıyla birlikte yola koyulan Yegoruşka capcanlı bir dünyada bulur kendini. Bu yolculukta bütün hiyerarşisi ve tüccarların, din adamlarının, köylülerin, işçilerin ve arabacıların arasına karışır. Bozkırda doğal akışında sürüp giden yaşamın çocuğun duyuları ve duyguları üzerinde bıraktığı etkiler, Çehov'un ustaca ete kemiğe büründürdüğü belalı Dımov'a karşı beslediği düşmanlık, dalgalanan ruh halleri şaşırtıcı ölçüde gerçekçi bir üslupla aktarılır.

Rus yaşam biçiminin ve ruhunun canlı imgelerini gözümüzün önüne getiren şiirli bir dille tasvir edilen bozkır, renkleri, sesleri ve kokularıyla hikayenin ana karakterlerinden biridir adeta. Üzerinde yolculuk eden insanlardan bağımsız, kendi yaşamını sürer, soluk alıp verir. Çehov bozkırla insan varoluşu arasındaki paralellikler aracılığıyla doğayla insan arasında simbiyotik bir ilişki kurmuştur.

Kitap Bilgileri:

Çeviri: Ayşe Hacıhasanoğlu

Sayfa Sayısı: 115

Baskı Yılı: 2021

Kitabı genel olarak beğendim. Okumaya başlamadan önce konusu hakkında hiçbir bilgim yoktu. Kapak resmi ilgimi çektiği için ve seyahat etmeyi sevdiğim için merak edip aldım. Kitapta konusu geçen yolculuk boyunca kahramanımız Yegoruşka'nın duygularını hissedebiliyorsunuz. Kitabı okurken Üniversite'ye gitmek için ailemden ayrıldığım zaman hisettiklerim aklıma geldi. İçimi kimsesizlik, yalnızlık duygusu kapladı açıkçası. İnsan ailesinden ayrı kalınca kendi başının çaresine bakmayı, yalnızlığı bir şekilde öğreniyor. 

Kitaptan Alıntılar:

Bilim kimine fayda sağlar, kiminin de aklı karışır. Kız  kardeşim, anlayışı kıt bir kadın, her işi aristokrat gibi yapmaya kalkıyor, Yegorka'dan bir bilgin çıkarmak istiyor, benim yanımda çalışsa Yegorka'yı ilelebet mutlu kılabileceğimi ise hiç anlamıyor. Bunu size şöyle açıklayayım: Herkes bilgin ve soylu olacak olsa, ticaret yapacak, ekin ekecek kimse kalmaz. Herkes açlıktan ölür. 
Ama herkes ticaret yapacak ve ekin ekecek olursa da bilim öğrenecek kimse kalmaz.

Okumak ışıktır, cehaletse karanlık...

Akıl inançla birleşince Tanrı'nın istediği meyveleri verir.

Varlık nedir? Varlık kendisini gerçekleştirmek için başkasını gerektirmeyen özgün bir şeydir.

Göğün derinliklerine uzun süre gözünü ayırmadan baktığında, düşüncelerle ruh, yalnızlığın bilincinde birleşirler nedense. Kendini çaresizce yalnız hissetmeye başlarsın, daha önce yakın ve kendine ait saydığın her şey sonsuz biçimde uzak ve değersiz olur. Binlerce yıldır gökyüzünden bakan yıldızlar, insanın kısacık yaşamını umursamayan anlaşılmaz gökyüzü ve sis, onlarla göz göze kaldığın ve anlamlarını kavramaya çalıştığında suskunluklarıyla ruhunu ezerler; her birimizi mezarda bekleyen yalnızlığa aklımız takılır ve yaşamın içyüzü, özü umutsuz ve korkunç görünür...



Keyifli Okumalar..