“Hemen alın”: tüketim tuzağı isimli bir belgesel izledim. Belgeselde anlatılan çoğu şeyden haberim vardı. Markaların insanları daha fazla ürün satın almaya yönlendirmeleri, insanların satın alma alışkanlıklarının incelemesi ve tek tıkla alışveriş gibi yönlendirmeleri hakkında bilgi sahibiydim. Bu belgeselde bazı gerçekleri gözler önüne sermiş diyebilirim. Yüksek lisans tezimi hazırlarken müşteri tatmini ve müşteri değeri üzerine hazırlamıştım ve markaların daha fazla kar elde etmek için insanları nasıl etkilediklerini biraz olsun anlamıştım. Bana garip gelen kısmı markaların daha fazla ürün satmaya çalışması değil, ellerinde kalan sapa sağlam ürünleri israf ettikleri kısmıydı. Mesela belgeselde Bath and Body Shop çalışanı bir kişi diyor ki “Elimizde kalan satılmayan ürünleri çöp konteynırlarına atıyorduk ve evsiz insanlar bunları alıp kullanıyordu. Mağaza müdürü çöp konteynırına ürünleri dökerek atın diye uyardı ki evsiz insanlar kullanamasın.”Peki sebep ‘evsizlerin kullandığı bir marka olmak istemeyiz.’ Ne kadar acınası bir durum değil mi ? Elinizde kalan ürünleri gerçek bir indirim yaparak satsanız nasıl olur. Ya da firmamız hayır kurumlarına destek veriyor şeklinde bir slogan ile o ürünleri ihtiyacı olan insanlara reklam yaparak ulaştırsanız. Eminim ki birçok insan bu yaptığınız iyiliğe destek olmak için sizden daha fazla alışveriş yapmak isteyecektir. Ya da lüks tüketimi tercih eden insanlar bir daha sizden alışveriş yapmazlar öyle mi ? Mesela Amazonda çalışan başka bir kişide diyor ki “Sapasağlam ürünleri keserek çöpe atıyorlar ve bunun gibi birçok yeni ürün zarar verilerek çöpe atılıyor.” Sırf başkaları alıp kullanamasın ve marka değeri düşmesin diye amaç marka değerini korumak. H&M markasının eski kıyafetleri toplayarak geri dönüşüme destek verdiğini ve getirdiğiniz kıyafetlere karşılık bir miktar indirim uyguladığını biliyorsunuzdur belki de … Bu da mı yalan kardeşim ya .. evet buda yalan, amaç sizin vicdanınızı rahatlatmak ve daha fazla alışverişe yönlendirmek. Eskileri ya da giymediğini verdin geri dönüştürülecek ve yerine hemen yenilerini aldın ama o kıyafetler geri dönüştürülmüyor. Gana, Şili, Tayland gibi 3. Dünya ülkelerine gönderiliyor peki orada ne oluyor. En lüks markalar bile birer çöp yığınlarına dönüşmüş durumda. Çünkü geri dönüştürme maliyeti daha fazla tutuyor. İyi de banane diyebilirsiniz belki ama şöyle ki bunu söyleme şansımız yok. Orada mesela Gana da deniz kıyısında bir yere atılmış bu ürünler. Sadede kıyafette değil elektronik eşyalar da dahil o okyanustaki balıklar bu plastikleri yiyor ve ölüyür ya da yaşayan canlıların vücudunda mikro plastikler oluyor. Peki deniz aynı deniz, okyanus aynı okyanus değil mi aynı gezegende yaşamıyor muyuz? Haliyle su yolu ile bu mikro plastikler yediğimiz içtiğimiz her şeye karışıyor. Farkında olmadan plastik yiyoruz. Doğada hemen yok olmuyor yani atılan o çöpler bizlere farklı şekillerde dönüyor. İnsanlara hastalık olarak dönüyor, doğamız kirleniyor farkında mısınız? Lütfen bilinçli tüketici olalım. Fast Fashion diye moda türedi son yıllarda eskiden 2 sezon kıyafet üretilirken şimdi daha fazla üretildiğinden bahsediliyor. Şöyle bir durumda var isteseler çok uzun ömürlü telefon ya da çamaşır makineleri yapabiliyorlar ancak bilerek belli bir ömrü olan ürün üretiyorlar ki daha fazla kar elde etsinler . Bizlerde daha fazla satın alalım.
14 Mart 2025 Cuma
19 Ocak 2025 Pazar
2024 İZLEDİKLERİM
Filmler
İstanbul İçin Son Çağrı
Okuyucu
Barış Akarsu Merhaba
Lohusa
Lady Chatterley’nin Sevgilisi
Zaferin Rengi
The Goat Life
Çocukların Treni
Kabin Bagajı
Diziler
Şakir Paşa Ailesi
Upload
Empıres
Terzi
The Cook of Castamar
Kulüp
Bridgerton
3 Cisim Problemi
Queen Charlotte
Pera Palasta Gece Yarısı
Outlander
Better Than Us
Geçmişin Yankıları
Sısypmus the Muth
Tiyatro
Veda
Nilgün Belgün ile Aşk ve Komedi
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Belgesel
Hemen Alın: Tüketim Tuzağı
Youtube Kanalları
Youtube Günlüğüm
Irmak Temel
Fatih Altaylı
Merve Monolog
Tuğba ve Ailesi
4 Ocak 2025 Cumartesi
ARALIK ALDIKLARIM
Bu ay yine biraz alışveriş yaptım. Hiçbir şey satın almadan 1 yıl geçiren insanlar gerçekten bunu nasıl yapıyorlar. İradeleri çok kuvvetli olmalı.. Benimse sürekli bir ihtiyacım ortaya çıkıyor. No buy konusunda çok başarılı değilim ancak geçen ay ile karşılaştırdığımda daha iyi bir noktadayım.
İlk olarak geçen ay şişme montum dar geldiği için onu elimden çıkarmıştım ve yerine kaban almıştım. Ancak yağmurlu havalarda kabanı giyemediğim için içerisi kürklü sıcak tutacak bir şişme mont istiyordum. Mont almak için Avm’ye gittim ve gitmişken mont ile birlikte bir hırka ve şort etekte aldım. Bu hırka ve etek almak istediğim, aklımda olan ürünlerdi. Gitmişken beğenip onları da aldım.
Birde marvis markasının diş macunlarından herkesin memnun kaldığını biliyordum. Marketlerde satılmadığı için Avm’den gitmişken onu da aldım ve yine stok yaptım. Eğer memnun kalırsam bundan sonra bu diş macununu kullanırım.
Bu ay kitap, kozmetik, çanta, takı, ayakkabı kategorisinde hiçbir şey satın almadım. Sadece cilt bakımda bir diş macunu ve kıyafet almış oldum. Bu ay geçen aya göre daha az alışveriş yaptım ve bu ay uzun süredir değiştirmek istediğim yayları artık eskimiş olan yatağımı değiştirdim. No buy yapmanın bana çok güzel bir etkisi oldu. Saçma sapan eşyaları almak yerine ihtiyacım olan bir yere paramı harcamış oldum. Kıyafet konusunu da bir şekilde halledeceğim. Daha düşünerek ve harcamalarımı kontrol ederek bir şeyler satın alacağım.
28 Aralık 2024 Cumartesi
2024 OKUDUĞUM KİTAPLAR
1) İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? - İlber Ortaylı -Türkiye
2) Medine Müdafaası - İsmail Bilgin - Türkiye
3) Değirmen - Sabahattin Ali - Türkiye
4) Zeytindağı - Falih Rıfkı Atay - Türkiye
5) Kozmik Dokunuş in Vitro - Erhan Kolbaşı - Türkiye
6) Rezonans Kanunu - Pierre Franckh - Almanya
7) Heidi - Johanna Spyri - İsviçre
8) The Wizord of Oz - L. Frank Baum - Amerika
9) Peter Pan - J. M. Barrie -İskoçya
10) Blue Moon Valley - Stephen Rabley
11) The Fireboy - Stephen Rabley
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)